Bilgi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Bilgi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

17 Eylül 2014 Çarşamba

Adnan Menderes

Adnan Menderes
Adnan Menderes

Adnan Menderes Kimdir?

5 Ağustos 1946 tarihinde (46 seçimi) Demokrat parti bütün olanlara rağmen 62 milletvekili çıkararak bir patlama yapmış ve meclis de çok partili hayata geçmiştir. Resmi muhalefet sıralarında demokrat parti yerini almış oldu.Gündeminde ilk maddesi Cumhur başkanlığıydı.
Halk partisinin adayı milli şef İnönü iken demokrat partinin adayı Maraşal Fevzi Çakmak olmuştur.Oylama sonucunda milli şef İsmet İnönü yeniden Cumhur başkanı seçilmişti.Bu seçim sonunda milli şef sevinirken demokrat parti içerisinde huzursuzluklar baş göstermiştir.Bu huzursuzlukları Celal Bayar hemen müdahale eder ve bunları tasfiye eder.Ayrılanlar da Maraşal Fevzi Çakmak’ın liderliğinde kurdukları millet partisinde toplanırlar.Artık ülke yeni seçime doğru hızla ilerlemiştir.
1950 senelerinde ülke oldukça hareketli günler geçirmişti.Meclis seçimlerin yapılmasını istiyordu.İşte bu sıralarda eski başbakanlardan Recep Bekir’in ölüm haberi duyuldu meclisde.Olaysız geçmişti cenaze töreni ama milletin ikinci haberi Maraşal Fevzi Çakmak’ın ölümünü duymasızla olaylar başlamıştı.Bu olayların oluşmasıyla meclis de beyaz ihtilala adım adım adım gidiyordu.Millet sabırsızlıkla seçimi bekliyordu.
Her geçen gün CHP’in kan kaybederken demokrat parti ise kan tazeliyor ve her geçen gün güçleniyordu.
14 Mayıs 1950 sabahı 8 milyon seçmen oy için sandık başına geçti.Bu seçinde ilk gerçekleşerek gizli oy kullanılmıştı, yani her kez hür bir şekilde oy kullanmıştı.Bu seçimle 27 yıl iktidarda kalan iktidar parti CHP adeta çökmüştü.Demokrat parti ise 419 milletvekili ve % 53 oyla oy patlaması yaşamıştır.Millet ise ilk defa kendi isteğinin olması nedeniyle sevinç içerisindeydi.Ülke için yeni beyaz bir sayfa açılmıştı.
23 Mayıs 1950 Adnan Menderes ilk icraatını hemen 1932 yılında ezanı Türkçeye kanunu iptal etmekle başladı.Ezanın Arapça okunması bazılarını şok etmişti.Menderes ise bu tür kanunların üzerine gitmekte kararlıydı.Kararı meclis kabul etmişti ama o zamanın Cumhurbaşkanı Celal Bayar bunu onaylamıyordu.Onaylandığını anlayan Menderes tavrını sertçe koydu ve istifasını yazarak Mersin’e gitti.Sonuç olarak Menderes’in teklifini Bayar imzalamak zorunda kalmıştır.Menderes’de hemen geri dönmüştür.Ordu ise konuyu tartışmaya çoktan başlamıştı.İhtilal in ayak sesleri kışlalardan sokaklara kadar gelmekteydi artık.
Albay Talat Aydemir ihtilal günü olarak 29 Ekimi seçmişti.Törende devlet erkanı tutuklanacaktı.Demokrat parti seçimlerden galip çıkınca Aydemir’in planları suya düşer.Bu sefer devreye Faruk GÜVENTÜRK girer.İhtilal in fikirlerini de milli savunma bakanı Semih ERGİN’e açar.Bakana açık açık ihtilal in liderliğini teklif eder.Semih ERGİN   ‘Ben yokum ama isterseniz siz yapın’ der.Menderes ise bu hazırlığın haberini binbaşı Samet KUŞCU dan alır.Ama Menderes kararını verir ve dönüş yoktur,bunların cezasını verecekti.Dönüşü olmayan yollara ordu da çoktan girmişti.
Bütün bu olanlarda sonra 29 Nisan 1959 tarihinde Uşak’da milli şef İsmet İnönü 46 milletvekilini alarak yeni bir kurtuluş taaruzunu başlatmaya gelmiştir.Amaç bu defa demokrat partiyi yıpratmak ve ihtilal e zemin hazırlamaktı.Provakatörler ise yine her zaman olduğu gibi muhalefet saflarındaydılar.İnönü yü taşlayarak ve taşkınlıklar çıkararak, paşamız taşlanıyordu diye de bağrılıyor orduya davetiye gönderiliyordu.Bu arada da subaylar milli şef ile irtibata geçerek görüşmelerde bulunuyorlardı.
Ama ihtilal i kafasına koyanlar kendilerine bir lider arayışına çoktan girmişlerdi.Harekete geçerek arkadaşlarını kilit noktalara tayin etmişlerdi ve kilit noktalar ele geçirilmiş köşe başları tutulmuştu.İhtilal e yüzler dönmüştü artık.
18 Nisan 1960 tarihinde aldığı haberlerin doğruluğunu araştırmak ve ülkeyi bölmeye çalışan,ihtilal hazırlıklarını ortaya çıkarmak için Menderes tahkikat komisyonu kurar.
CHP liler bundan oldukça endişe ederler.En önemli açıklamayı ve orduya yeşil ışığı milli şef İnönü yakmıştı birkere.Milli şef  ‘Arkadaşlar şartlar tamam olduğu zaman milletler için ihtilal meşru bir haktır,bu yolda devam ederseniz ben de sizi kurtaramam’ der.Bu açıklama karşısında demokrat parti sert tepkiler gösterir.
28 Nisan 1960 tarihinde üniversite öğrencileri ayaklanır.Olayları dağıtmak için gelen orduya halk tezahürat da bulunur.Artık senaryoların taşları yavaş yavaş yerlerine oturuyordu.Halktan beklenen sempati görülmüştü.İhtilal ciler kendilerine lider bulmuşlardı, general  Cemal Madaroğlu.İşte bu hesaplar yapılırken tarihe 555K olarak geçen o meşhur miting.İşte o saatlerde Bayar ve Menderes havaalanı dan dönmekteydiler.Bir genç bağırır ve Menderes in yakasına yapışır.Menderes in ne istiyorsunuz sorusuna karşılık genç hürriyetimizi istiyoruz cevabını verir.Bunu üzerine Menderes gence dönüp evladım koskoca bir başbakanın yakasına sarılmışsın bundan daha iyi hürriyet olur mu der.Artık kim ne derse desin ihtilal bugün yarin kapıdaydı.Menderes e kendilerine bağlılıklarını bildiren genel kurmay başkanı ve 20 generalin sözleriyle rahattı.
Gece baskını için kışlalarda harekete geçilmişti.Kararları ise vermişlerdi,devlet bu devletten sürgün edilecekti.27 mayıs gece yarısı ihtilal yapılmış ordu kışlasından çıkmış ve Ankara’nın boş caddeleri tanklarla dolmuştu.
Başbakan menderes Eskişehir’deydi.Ankara’da bütün kilit noktalar ele geçirilmiş ve sıra radyoya gelmişti.Radyoda Alparslan Türkeş  ’Dün gece yarısında itibaren bütün Türkiye’de memleketin idaresini ordu ele almıştır,Bu hareket silahlı kuvvetimiz sayesinde kansız başarılmıştır’ demiştir.
Eskişehir’den Menderes Ankara’ya ulaşmaya çalışır ama nafile.
Askerler Çankaya’nın da etrafını sarar ve dönemin Cumhurbaşkanı Celal BAYAR’ a 45 dakika içerisinde teslim olması söylenir.Bayar bir an direnmeye karar verir ve cebindeki önce onlara sonra kendine doğrultur.Sabah saat 05:30 u gösterirken tüm general Burhanettin Uluç ‘un Çankaya köşküne girerek Cumhurbaşkanını alırlar.

Menderesi de Eskişehir’den Kütahya’ya giderken yakalarlar ve Ankara’ya getirirler.Artık sabah olmuş on yıllık iktidar devrilmiş,ülkenin ve başına siyaset yapma yasağı bulunan ve siyasetten uzak yaşaması gereken ordu geçmişti.Gazeteler ise gelene ağam gidene paşam çekiyorlardı.Dün Menderesi alkışlayan halk şimdide orduyu alkışlayarak şimdiye kadar nerdeydiniz diyordu.
İktilalin başına İzmir'den Cemal GÜRSEL getirilir.Cemal GÜRSEL'in ilk işi milli şefi aramak olur.
Cumhurbaşkanı,başbakan,bakanlar ve bütün demokrat partili milletvekilleri Yassı adaya çıkarılır.Süngülerle çıkarılan adaya kimse ne olacağını tahmin edemiyordu.Bunların kalbi sızlarken ihtilalciler bunlara bir isim bularak 'düşükler' demişlerdi.Ada komutanı ise yarbay Tarık GÜLYAY'dı.Bazı demokrat partililer daha önce cezalı erlerin kaldığı küçük ve küf kokan yerlere konurken Menderes,Bayar ve arkadaşları tek kişilik hücrelere konmuşlardı.Yarbay GÜRYAY odalara dinleme cihazlarını önceden yerleştirmiştir.Acılarını bile dile getirmeleri suç sayılıyordu.Hiç kimse ile görüştürmüyorlardı artık en büyük ceza olan yanlızlıkla baş başa kalmışlardı.
27 Mayıs ihtilali özel olarak hazırladığı mahkemede yargılanan ve 9 ay 27 gün süren bu mahkeme sonucunda aralarında Menderesin de bulunduğu 14 kişinin idamına,31 kişinin mühebbet hapsineve geri kalan 418 sanığında 6 ay ile 20 yıl arasında cezalandırılmasına karar verilmiştir.
17 Eylül 1961 de sağlık muayenesine götürüp saat 14:30 sıralarında dönemin başbakanı Adnan MENDERES'i idam etmişlerdir.

8 Eylül 2014 Pazartesi

Ev Baklavası

Ev Baklavası

Ev Baklavası


Öncelikle Baklavanın hamurunu hazırlamak için;

  • 5 su bardağı un
  • Yarım çay bardağından biraz az sıvı yağ
  • 1 adet yumurta
  • 2 çay bardağı yoğurt
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 yemek kaşığı sirke
  • Yarım çay kaşığı tuz
  • 1.5 litre su
  • 3 kg şeker
  • Çeyrek parça limon


Malzemeleri kolayca karıştırıp yoğuracağınız bir kapa koyun.Orta sert bir hamur elde edene kadar  hamurunuzu yoğurun.Yoğurma işlemi bittiğinde hamurun ele yapışmamasına ve çok fazla yumuşak olmamasına dikkat ediniz.Yoğurduğumuz hamuru 15 ila 20 dakika arası dinlenmeye bırakıp bu arada da  şerbetimizi hazırlayabiliriz.
Şerbet için malzemeler;
  • 1.5 litre su
  • 3 kg şeker
  • Çeyrek parça limon

Öncelikle 1.5 litre suyumuzu tenceremize boşaltıyoruz .Sonra 3 kg şekerimizi suyumuzun içine boşaltıyoruz.En son olarak ta çeyrek parça limonumuzu tamamiyle şekerli suyumuzun içine atıyoruz.Şekerimiz iyice eriyene kadar kısık ateşte karıştırıyoruz.Şerbetimiz kaynayınca içine atmış olduğumuz limonu alabilirsiniz.
Ev Baklavası

Sıra hamurumuzu açıp bezelere ayıralım.Önce hamurunuzu rulo şekline getirip üç eşit parçaya bölün.Bu böldüğünüz üç eşit parçayı her bir parçasını bu işlemden geçirerek on altı parçaya bölün.Yani anlıyacağınız toplam 48 parça hamurumuz olacaktır.Kestiğimiz bezeleri yuvarlayın.Bezelerimiz yetişkin bir ceviz parçasından biraz küçük olmalı.Hepsini yani 48 parça bezeyi yuvarlama işleminden geçirdikten sonra ilk yuvarladığımız bezeden başlayarak sona doğru yani son yuvarladığımız bezeye doğru açalım.Bu kadar küçük parçaları nasıl açacağız derseniz oklava yerine merdane yardımı ile daha iyi açabiliriz.Hamurumuzu kolay açabilmek için nişasta ile az biraz un karışımı lazım.Hamurumuzu bol nişasta ile az un yardımı ile tatlı tabağı büyüklüğünde açarız ve bir köşeye koyarız daha sonrada üzerine bol nişasta ve az un karışımından serperiz.Bezeleri toplamını üç eşit parçaya bölerek üst üste koyalım. Daha sonra bu üst üste koyduğumuz tatlı tabağı büyüklüğündeki hamurları merdane yardımı ile açmaya başlarız.Açmaya devam ederken hamurumuzu alt üst ederek çevirirsek bütün parçalar eşit bir şekilde açılmış olur.Hamurumuzu tepsi büyüklüğüne gelene kadar açın.Tepsi büyüklüğüne gelen hamurumuzu tepsiye yerleştirin ve üzerine cevizinizi serpin bu işlemi diğer açtığınız 2.bölüm hamurunu  tepsinize koyduktan sonra cevizinizi tekrar serpin.Ve son olarak ta son parça açtığınız bezeleri  tepsinize koyun.Tepsinizdeki hamurunuzu keskin bir bıçak yardımı ile nasıl kesmek isterseniz kesin.Baklavanızın üzerine yetecek şekilde bu 250 gram civarı olabilir yani göz kararı tereyağınızı eriterek  üzerine sürün.Tereyağınızı eritme esnasında köpükçükler çıkacaktır bunları kaşık yardımı ile alarak atmalısınız çünkü baklava üzerinde yanık gibi renkler oluşturur.Ayrıca hamurun tereyağınızı çekmesi için dökülürken tereyağınızın kızgın olmasına dikkat edin.Daha sonra baklavamızı 180 ile 200 derece sıcaklıktaki fırınımızda üzeri kızarana kadar pişirin.En son olarak fırından çıkardığınız baklavanızı biraz soğumaya bırakın ve şerbetinizle buluşturun.Herkese afiyet olsun… 

23 Ağustos 2014 Cumartesi

Hint Güzeli Nasıl Olunur

Hint Güzeli Nasıl Olunur

Hint Güzeli Nasıl Olunur
Hint Guzeli

Hindistan güzellerinin sırlarını biliyor musunuz?Sizin için ben araştırdım.
Bazen karşınıza hint kınası ile çeşitli değişik dövmeler yaparak çıkarlar bazende doğal bitkilerin yardımı ile ciltlerini pürüzsüz yapmış bir şekilde çıkarlar.Ama şu bir gerçek ki hint güzelini bütün Dünya'ya duyurmayı başarmışlar.
Bu güzelliğin sırrı tamamen doğal bitkilere dayanmaktadır.Doğal bitkileri öğüterek veya çerez diye adlandırdığımız fındık,fıstık gibi yemişler cildinizi yumuşatan yemişlerdir.
Hintli bayanlar güzelliğin sırrını şöyle açıklıyor;

  • Doğal bir görünüm kazanması için günü birlik ve taze olan doğal bitkilerden kullanmalıyız.  
  • Cildi yatıştırması için bir kap dolusu doğal gül suyu ile yıkamalıyız.
  • Cildimizi bu kadar pürüzsüz yapan tatlı doğal badem yağıdır.
  • Fazla sıcak olmayacak pirinç suyu ile yüzümüzü yıkamak günü birlik.
Pirinç suyunda yani pirinçde, magnezyum,B vitamini ve bakır gibi yararlı maddeler bulunur.Her gün ılık pirinç suyu ile yüzümüzü yıkarsak yüzümüzün parladığını görürüz.

  • En önemli olarak ta cildinize bitkisel doğal yağlarla olarak günlük bir masaj yapar şekilde yedirilmesi
Bu maddeleri günü birlik uygularsanız sizde bir hint güzeline dönüşebilirsiniz.
Bildiğimiz üzere Hindistan  hint kınasıyla meşhur olduğu gibi de hint masajı ile de meşhurdur.
Hint Güzeli Nasıl Olunur
Hint Güzeli Nasıl Olunur


Hint Masajı;

  • Sağ ve sol elinizin yüzük ve orta parmağınızla kaşınızın tam ortasına gelecek şekilde yerleştiriniz ve diğer kalan parmaklarınızı gözünüzün etrafına dağılacak şekilde yerleştirin ve beş altı kez masaj yaparak ovalayın.
  • Sağ ve sol işaret parmağınızla burnunuzun başlangıç noktasına yani burun kemiğinize masaj yapar şekilde üç beş kez ovalayın.
  • Burnunuzun geriye kalan kısmını yani burun deliklerinize kadar olan bölümü sağ ve sol elinizle masaj yapar şekilde ovalayın.
  • Ve son olarak ta gözlerinizi kapatıp elinizin iç kısmını sağ ve sol olmak üzere yanağınıza yerleştirip kulaklarınıza doğru bastırarak üç beş defa genişletirirseniz hint masajınızı tamamlamış olursunuz. 

8 Ağustos 2014 Cuma

Uğur Böceği





Uğur böceği,resimde de gördüğünüz üzere genellikle kırmızı kanatlarının üstünde siyah benekleri olan bir böcek türüdür.Tabi değişik renklerde olanları da vardır.Örneğin;sarı renk üzeri siyah benekli,siyah renkli kırmızı benekleri olarak ta görülebilir.
Genellikle yaklaşık 0.5 cm olurlar.Halkımızca sevilir ve uğur getirdiğine inanılır.Uğur böcekleri genellikle parlak renklidirler buda düşmanlarına karşı bir koruma görevi yapar yani parlak renge sahip hayvanların zehirli olduğuna inanılır.Aksi bir durumda ölü taklidi yaparak ayaklarını içine çekebilirler.Uğur böcekleri kanatlı hayvan türleri de olarak bilinir. Uçmadıkları zamanlar kanatları koruyucu bir tabakayla kaplanır ve uçmak istediklerinde tabaka açılır.Düşmanı tarafından rahatsız edildiğinde kötü bir koku bırakarak düşmanını püskürtebilir.
Görevleri ise yapraklara zarar veren bitleri yerler ve bir uğur böceği hayatı boyunca yaklaşık 5000 adet bit yerler.
Yumurtalarını yaprak biti kolonilerine bırakan bu kanatlı böcek türü ortalama olarak 30 ile 60 günde gelişirler.Yumurtadan çıkan yavrular tıp ki yetişkin bir uğur böceği gibi hemen yaprak biti yemeye başlarlar.
Senede en az bir kere yumurtlarlar.Kışı geçirmek için çoğu zaman çürümüş yaprak altını tercih ederler.

6 Ağustos 2014 Çarşamba

Sahra Çölü


Dünya'nın en büyük çölü olan Sahra Çölü,kıtanın kuzeyini ortasından ayıran dev bir çöldür.Amerika Birleşik Devletlerini yüzölçümü bakımından kapsayacak kadar büyük olan bu çöl yaklaşık 2,5 milyon yıllıktır.Yağışlar, mineralleri yıkayıp götürmediği ve bitkiler onları tüketmemiş olduğu için, çölün zemini mineral besinler açısından çok zengindir. Bunun için, uzun süreli kuraklığı atlatmayı becerentohum taneleri kısa ve güçlü sağanaklar biçiminde yağan ilk yağmurlarda hemen kök salıp çiçek açar ve birkaç gün içinde olgunlaşır. Mineral bakımında zengin bu tabaka rüzgalarla dünyanın dört bir yanına dağılarak buradaki toprakları da zenginleştirir.
İlk olarak 18 şubat 1979 yılında Sahra Çölü'ne kar yağmıştır.

Charlie Chaplin Hayatı

Charlie Chaplin,
(16 Nisan 1889 - 25 Aralık 1977), 
İngiliz sinema yönetmeni, oyuncu ve yazar. Asıl adı Sör Charles Spencer Chaplin olmakla beraber, yarattığı "Şarlo" (Charlot) karakteri ile özdeşleşti ve öyle anıldı.
Londra'nın varoş bir mahallesinde doğup büyüyen Chaplin,1913 yılında gittiği Amerika'da 1 yıl sonra ilk filmi olan ' Making A Living'in ' ardından çekilen Kid Auto Races in Venice filminde bol pantolonlu, melon şapkalı, büyük ayakkabılı, sürekli bastonunu çeviren ve sakar hareketleri ile gülünç mizansenler oluşturan "Şarlo" tiplemesini yarattı. Takip eden yıllar içinde aralarında 1917 yapımlı The Immigrant ve The Adventurer gibi filmlerinin de bulunduğu altmıştan fazla kısa filmde oynayarak yeni gelişmekte olan sinemanın da etkisiyle dünya çapında görülmemiş bir üne kavuştu. 1918 yılında çektiği A Dog's Life filmi ile uzun metrajlı filmlere de başlayan Chaplin, Mary Pickford, Douglas Fairbanks veD. W. Griffith ile birlikte kurdukları United Artists film şirketinin ortağı olduktan sonra Altına Hücum, Şehir Işıkları, Büyük Diktatör, Asri Zamanlar, Sirk ve Sahne Işıkları gibi başyapıtlara imza attı.
Filmlerinde dönem koşulları için imkânsız görülebilen mizansenlere, koreografilere ve akrobatik hareketlere yer veren Chaplin, komedi sinemasının bütün örneklerini sonuna kadar korumakla birlikte, heyecanın ve hareketin asgari düzeye çekildiği sahnelerinde ise dramatik yapısını sergileyebilmiştir. Popülist yaklaşımlara, hiçbir zaman benimsemediği bazı yönetim biçimlerine ve teknolojiye yönelik ağır eleştirilerini ise yine bu komedi tarzının içinde eritmiş ve sessizce seyirciye ulaştırmayı bilmiştir.

Lale Çiçeği

LALE
Süs bitkisi olarak yetiştirilen soğanlı,otsu ve etli bir bitki türüdür.2 veya 8 yaprağı bulunan çiçeği bazen ikili olan,çiçek parçacıkları altılı olan kendidi beğendiren bir çiçek türüdür.
Türkiye'de on dört çeşidi yetiştirilen bu bitkinin 1718'den 1730'a kadar süren devrinde adını bu bitkiden almıştır,LALE DEVRİ.
Lale bitkisinin toprağı taşsız ve gübreli olmalıdır.Kışa doğru sonbahar da dikilir ve tohumlarından çıkan laleler 3 ila 6 sene çiçek vermez.Çürüyen soğanlarının yerine her yıl yenisi gelir.Kalbe faydalı olan yaprak,soğan ve çiçeğinde Tulip'in alkoloidi bulunmaktadır.Eski zamanlarda da müebbet zanlılarının boyunlarına demir halka şeklinde lale asarlarmış,zanlının ağır suçlu olduğu belli olsun diye.

4 Ağustos 2014 Pazartesi

Kehribar Tesbihi


Kehribar tesbihi sıkma ve damla kehribar olmak üzere ikiye ayrılır.
Sıkma kehribar ilk olarak 1700 tarihinde bulunmuştur.İlk olarak ampullerin duylarında kullanılmıştır ve daha sonra takı olarak ta kullanılmıştır.Ama renk değiştirme özelliği olduğu için çok şikayet olmuş ve sıkma kehribar üretimi durdurulmuş.Sıkama kehribar Osmanlının son zamanlarında tesbih ustalarınca kullanılmıştır. Renk değiştirmesi kullanıcının hoşuna gitmesi nedeniyle büyük ilgi uyandırmıştır tesbih olarak.
Damla kehribar,ağacın reçinesinin toprak altına damladıkdan sonra  en az 25 veya 30 milyon yıl sonra taş olmuş haline denir ve bu yüzden tesbihin kıralı ve en pahalısıdır.

3 Ağustos 2014 Pazar

Ceviz



Ceviz,diğer bir adıyla koz olarak da bilinen,kalın gövdesi sayesinde uzun yaşayabilen,bol protein içeren,sert kabuklu meyve türüdür.Genellikle olgun bir ceviz ağacı 25 metreye kadar uzayabilir.Her türlü doğaya uyum sağlama özelliği vardır.Nisan gibi çiçek açıp,haziran başlarında da yaprak açmaya ve meyve vermeye başlar ama olgun meyveyi eylül gibi verir.
Ceviz ağacının aşılı olanları yaklaşık 4 sene gibi bir sürede meyve vermeye başlar.Lakin yabani yani aşılı olmayanlar dan en az 6 sene gibi bir verim alamazsınız.Tabi bu verimlerde cevizin içine de yansır.6 kg aşılı bir cevizden yaklaşık 3 kg iç alırken yabani bir cevizde de 1.5 ila 2 kg verim alırsınız.Olgun bir ağaçtan yaklaşık 35 ila 40 kg arası ceviz çıkar.
Ceviz içerisinde omega 3,yağ asitleri ve birçok protein ve mineraller vardır.Bu yüzden bir çok hastalığa da iyi gelir.
Zeka gelişimi egzama,sedef,bağırsak hastalıklarına,karında su toplamasına,düzenli olarak yenildiğinde(günde en fazla 3 tam ceviz)kalp atış düzensizliğini giderir.



Cevizi ağacı yetiştirmek için en az 6 metre karelik bir alan gerekmektedir.Cevizi genellikler her yerde kolaylıkla yetişebilen bir bitki türüdür.Fidanını dikerek yaklaşık bir,bir buçuk metreye kadar gelince sizin bakmanıza gerek kalmadan kendi kendiliğine yağmur suyu ile yetişebilir.
Ülkemizde ise cevizi kesmek yasak olduğu bilinir ve cezası vardır.Ceviz kesilmemesi gereken ağaçlardan biri olmasının sebebi,ceviz ağacının binlerce yılda yetişebilmesidir.
Ceviz ağacının meyvesinden yararlanmak yerine keserek cevizden eşyalar yapılıyor.Bu eşyaların ücreti fazla olması nedeniyle ceviz ağaçlarını geleceğe bakmadan kesebiliyorlar.Bu yüzden ceviz ağacını dikenlerden devlete kayıt yaptırmalarını ve kesilmemeleri gerekmektedir.
 Ceviz ülkemizde en pahalı yemişlerinden biri olup yetiştiricilerin yüzünü güldürmeye yetecek kadar verim verir.Yaklaşık bir yetişkin ceviz ağacı her sene 40 ile 50 kilo gram ceviz verir.Bu da demek oluyor ki şu an cevizin kilo gramı yaklaşık 40 TL olup yaklaşık olarak bir ceviz ağacından senede 2000 TL para kazanabilirsiniz.Bunu 10 cevize çarparsak 20.000 TL para eder.10 cevizi dikmeniz için gereken sadece 600 ile 700 arası bir arsanızın olmasıdır.
Gelecek güzel günler için cevizinizi ve ağacınızı kesmeyelim...

Saman Altından Su Yürütmek




Vaktiyle bir  köyde,köylüler tarlalarını sulamak için nehir suyunu sırayla kullanmak üzere anlaşmışlar.Tarladaki mahsul nehir in boyunu aşmaktaymış.
Köyün açıkgözü tarlasına daha fazla su alabilmek için tarlasına ince bir kuyu kazarak nehre bağlar.Tabi anlaşılmasın diye de kanalın üstüne samanları yığar.Bir süre sonra nehrin suyu azalmaya başlar ve tarlalara su az akmaya başlar.Bu köylüyü meraka sokar ve araştırırlar lakin bulamazlar.
En sonunda da bütün tarlaları gezmeye karar verirler.Kaçak su alan köylünün tarlasına geldiğinde,bostan havuzunun daima su ile dolu durması dikkatlerini çeker.Bostan havuzunun yüzeyi saman kırıntıları olması ve bu saman kırıntıların nerden geliyo diyerek araştırmasından saman balyalarını bulmasına ve hileyi de anlayıp bu saman balyalarını kaldırarak kaçak su kanalını bulurlar.
Buna çok kızan köylü hemen ihtiyar heyetine danışarak bu tarla sahibine bir ceza verilmesini isterler.
İhtiyar heyeti tarla sahibinin falakaya yatırılmasına karar verir.Falakayı atan kişi demek;
- 'SAMAN ALTINDAN SU YÜRÜTÜRSÜN' haa diyerek daha kuvvetli vururmuş.
Günümüze kadar gelen bu deyim başkalarına hissettirmeden menfaat temin edene veya insanları birbirine düşürüp ortalığı karıştıranlar hakkında söylenir...    

29 Temmuz 2014 Salı

Nargile

Nargile,hindlilerin asırlar önce hindistan cevizinin dışındaki kabuğu yakarak ve cevizin içine de bir çubuk sokarak içerek buldukları bir buluştur.
Günümüze kadar gelen bu buluş nargile olarak adlandırılıp çeşitli aramalar katarak insanlara sevdirilmiştir.
Tabi kullanan büyük büyük babalarımızı örnek alarak bizde bir miras gibi devam ettirmişizdir.
Ama kimse zararını sormamış ve soruncada geç kalınmış tiryakisi olunmuştur.
Bir nefes sigaranın insan vücudunda milyonlarca hücreyi öldürür.
Bir nargile içimi de 3 ila 4 paket sigaranın zararına eşdeğerdir.
Yani gerisini siz hesaplayın.

                     

26 Temmuz 2014 Cumartesi

Lens Takılması ve Çıkarılması



*Öncelikle ellerimizi güzel bir şekilde yıkadıktan sonra temiz havlu kağıdı veya havlu ile kuruluyoruz
*Yeni kullanmaya başlayanlar göz kırpmasını engellemek için herhangi bir göz damlası tavsiye edilir
*Lensinizi hangi gözünüze takacaksanız o elin işaret parmağı ile lensinizi tutmalısınız
*Lens çanak şekilde olmalı ve kenarları içe doğru olmalı dışa doğru ise ters çevirin
*Lens olan elinizin orta parmağınızla alt göz kapağını aşağı doğru çekin
*Diğer elinizle de üst göz kapağını yukarı doğru çekiniz ve gözünü de olduğu kadar açmaya çalışınız
*Lensi takarken başka tarafa bakmaya çalışınız yoksa göz bebeğiniz dokunma hissine karşı gözünüzü kırpa bilirsiniz.
*Lensi gözünüze yerleştirdik den sonra gözünüzü kapatıp göz kapağınızın üstünden masaj yaparak lensin oturmasını ve göz bebeğinin üzerine gelmesini sağlayabilir ve batmaları engelleyebilirsiniz.
*Lensi kullanan kişi makyaj yapacak ise lensi taktıktan sonra yapmalı yoksa göz enfeksiyonuna sebeb olabilir

Çıkarılması
*Öncelikle ellerimizi güzel bir şekilde yıkadıktan sonra temiz havlu kağıdı veya havlu ile kuruluyoruz
*Lensi çıkaracağımız elinizin orta parmağı ile göz kapağınızın alt kısmını aşağı doğru cekin
*Diğer elinizle de göz kapağınızın üst kısmını yukarı doğru kaldırın
*Baş ve işaret parmağınızın içiyle lense iki yandan dokunup hafifçe sıkıştırarak çıkartınız
*Lensin zarar görmemesi için tırnaklarınızla tutmayın
*Lens saklama kabındaki solüsyonu temizleyerek yeni solüsyon koyunuz
*Lensinizi güzelce temizledikten sonra  saklamakabına koyabilirsiniz
 Ben lens kullanmaya yeni başladım diyorsanız bu maddeleri sırasıyla uygulayın ve bir eski kullanıcı gibi tatın.Ama sakın ben takamıyorum diyerek vazgeçmeyin sonunda başaracaksınız...

Sülük nedir? Ne işe yarar

SÜLÜK

Sülük, karada veya tatlı sularda bulunan solucangiller den faydalı bir hayvan türüdür.
Sülük,eski zamanlardan beri kullanılan  ama biz Türkler için var olduğunu ve ne işe yaradığını bilmediğimiz doğa canlısı dır.Sülüğü önemli kılan verdiği şifadır.
Başta atardamar ve toplar damar tıkanıklığı olmak üzere birçok hastalığa iyi gelen vücuttaki pis kanı emerek temizliyen,avrupa ülkelerinde ameliyetlarda kullanılan ve hatta eczanelerde satılan bir solucangildir.

Faydaları şunlardır;

* Kan pırtılaşmasını engeller
* Ağrı kesici özelliği vardır
*Mikropları öldürür
*Bağışıklık sistemini düzenler
*Stres alıcı özelliği vardır
*Boyun ve ense ağrılarını dindirici
*Damar tıkanıklarını açar
*Migren hastalığına iyi gelir
*Şeker hastalığına iyi gelir
*Kalp damar tıkanıklığına
*Kan oturmasında kullanılır
*Çıbanlara etki eder
*Kasları kevşetir
*Varis hastalığına
*İltihaplı ve iltihapsız romatizmalara
*Kısırlığa
*Astıma iyi gelir
*Menejit hastalığına tedavisi
*Hormon rahatsızlığına ve birçok hastalığada koruyucu etkisi vardır.
Ortalama 1 saat tedavi süresi bulunan ve tedavi sırasında ilaç tedavisi uygularken hafif bir yanma dışında hiç bir ağrı hissedilmez.Tespit edilen hiç bir yan etkisi yoktur.

Sülük tedavisi kimlerde kullanılmaz?

* Hamile ve emziren annelerde
* Kontrolsüz diyabet hastalarında
* Kalp yetmezliği olan kişilerde
* Demir eksikliği olan kişilerde
*Hemofili hastalığı olan kişilerde
*Lösemi olan kişilerde
*Düzensiz tansiyonu olan kişilerde




22 Temmuz 2014 Salı

Balık Kavaga Çıkınca

Balık kavaga cıkınca

Posta gazetesinin 25 mayıs 1940 tarihinde 'Hindistan da balıklar kavağa çıkmaya başladı' diye bir haber yayınlanmıştır ve açıklaması da;
'Hindistan da ve Hindiçini de Anabas diye bir balık türü vardır.Bu balık türü sudan çıkıp yaklaşık 30 dk da 100 metre yürüyen cinstendir.Hatta gelişmiş olanları ağaçlara da tırmanmaktadır.
Bu haber belli ki haber olsun da diye yazılmış bir haberdir yani uydurma.
Bizim tek ilgimizi çeken tarafı başlığın 'balık kavağa çıkınca' deyimi olması.
Kavak ağacı,sulak yerlerde çabuk büyüyen ve kerestesi kullanıldığı için daima coğrafyamızda var olmuştur.
Gereği yapılamayacak vaatleri anlatmak,zamanı belli olmayan eylemleri(fiilleri) bildirmek üzere 'balık kavağa çıkınca..'denir.Yani balığın kavak ağacına çıkması nasıl imkansız ise bu tür eylemlerin(fiillerin) gerçekleşmesi de o kadar imkansız manasında kullanılır.

15 Temmuz 2014 Salı

ilk Ambulans


11.yy. da St.John askerleri,haçlı seferlerinde savaşta zarar görenleri taşımak ve tedavi yerine götürmekle ilgili çalışmalar yapmışlardır ve ilk olarak ta 1487 de malaga kuşatmasında İspanyollar tarafından at arabası şeklinde kullanılmıştır. 
Napolyon'un özel cerrahı Baron Dominique Jean Larrey tarafından,1792 yılında savaşta yaşanan yaralanmaları tedaviye götürme amaçlı yapılmıştır.
Bu araçta bulunan teçhizat sayesinde yaralanmaların hızlı tedavisi amaçlanmıştır.
1796 1797 tarihlerinde İtalya'ya karşı açılan savaşta Napolyon'un isteği üzerine kullanılmıştır.