11 Ağustos 2014 Pazartesi

Obez İnsan



Anne karnında başlar bildiğimiz üzere beslenme vede yaşamımızın sonuna kadar devam eder.İnsan vücudunun çalışması,gelişmesi ve uzun süre yaşaması için belli bir besin kaynağına ihtiyacı vardır.Yanız besin kaynağı derken abur cubur dan bahsetmiyorum.Aksi taktirde obezite hastalığına yakalanabiliriz.
Obezite,fazla yağ hücresidir.Vücut kendi ihtiyaçları için belli bir miktar yağ ihtiyacı duyar ve depolar.Vücuda alınan fazla yağlar ise yani yediğimiz abur cuburdan elde edilen yağlar vücudun karın ve kalça bölgesinde yağ kütlesine dönüşerek şişmanlık oluşturur.
Obeziteyi oluşturan faktörler aşırı ve doğru beslenmeme ve yediğimiz ürünleri eritememe yani spor yapmamadan kaynaklanıyor.
Alınan enerji ile harcanan enerjinin dengede olması gerekir sağlıklı beslenmek için.
Yetişkin insanların vücut ağırlıklarının erkeklerde %15-18'i kadınlarda ise %20-25'ini yağ hücresi oluşturmaktadır.Bu oranlara göre erkeklerde %25'in kadınlarda da %30'un üzerine çıkması obeziteyi oluşturur.
Yapılan araştırmalara göre ülkemizin %35'i obez insanlardan oluşuyor.

Genellikle genç ve çocuklarda görülen obezite hastalığı ilerde fazla yağ nedeniyle damar tıkanıklığına buda kalp krizi geçirme riskinizin artmasına neden olmaktadır.
Obezite hastalığına yakalanmamız için düzenli beslenme ve spor şarttır.

Deniz Suyu


Deniz, deyince aklınıza ne gelir?Bir çok insana sorsak tatil der,birazı da ferahlamak falan der.
Ama biliyor musunuz deniz suyunun insan vücuduna bir çok faydası olduğunu ve bazı ilaçları deniz suyundan yapıldığını.Bir çoğumuz bilmez ve termal sulara girmek için tonla para öderler.
Bütün denizlerin ortalama %3.5 tuz olduğunu biliyormuydunuz.Bu ortalama bir kg deniz suyunda 35 gram tuza denktir.
Peki bu denize suyu nerden mi geliyo?
19.yy ve 20.yy larda araştırmacı bilim adamları tarafından yanıtlanmış bu soruyu içerisinde sodyum klorür(NaCl) bulunan büyük kaya parçalarını erozyona uğratarak okyonuslara sürüklerler ve kayadaki sodyum klorür erir ve denize karışır buda onu tuzlu yapar.
Deniz suyunun yoğunluğu içerisindeki tuz kütlesinden dolayı tatlı ve saf sudan daha fazladır.
Bir litre termal suda 1000 miligram faydalı madde var ise bu aynı oranda temiz bir deniz suyunda 40.000 miligram faydalı madde vardır.Yani kırk katı daha faydalıdır.
Örneğin burnunuz tıkalı ise deniz suyu açar,sivilcenize kökten çözüm getirir,sinüziti temizler,diş sağlığına faydalı,yaraları iyileştirir,cilt hastalıklarına birebirdir ve sayamadığımız bir çok faydası vardır.
Eğer denize yakın bir yerde oturuyorsanız günde bir iki kere denize girmenizi ve bu tuzlu su terapisinden vücudunuzun yararlanmasını sağlayabilirsiniz..

10 Ağustos 2014 Pazar

Yıldırım

YILDIRIM
Şimşek bulutlar arasın da elektrik boşalırken çıkan kıvrımlı ışığa denir.Yıldırım bir şimşek türüdür.
Yıldırım,şimşekle birlikte gökgürültüsünün oluşumundan yerle gökyüzü arasında elektrik boşalmasına denir.Yıldırımın yaklaşık olarak akımı 30.000 amper dir ve ısısı 30.000 °C dir.Çok hızlı bir şekilde oluşur ve yere yaklaşık 30 milisaniyede düşer ve yerden de buluta 100 milisaniyede geri döner.
Yıldırımın elektrik yüklü olması nedeniyle,çarpması halinde öldürebilir.
Dünyada yaklaşık olarak 24.000 kişi yıldırım çarpması sonucu hayatını kaybediyor.
Yıldırımdan korunmak için kapalı,yaş olmayan,metale dokunmayacak şekilde saklana biliriz.
Yıldırım çarpması sonucu bu hale gelen bir kişinin resmidir.
Yıldırım çarpması sonucu yüksek şok dalgası yüzünden epey bir savrulabilir,giysileri parçalanıp,derisinde de yanıklar meydana gelebilir.Bazen de bilinç kaybı ve ölüme neden olabilir.
Dünyada senede üç milyar yıldırım veya şimşek oluşmaktadır.Bu da başka bir deyişle senede herhangi bir günde ortalama olarak 1500 ile 2000 arası yıldırım bulutu oluşmaktadır.Yani ortalama olarak bir günde          yeryüzüne 100 kadar yıldırım düşmektedir.
Kış mevsimlerinde az görülen şimşek ve yıldırım genellikle yaz mevsimlerinde oluşur yani ılık ve nemli havayı tercih ederler. 

9 Ağustos 2014 Cumartesi

Asgari Hayaller



Baharı kutlasın diye güllerimiz,
su verdim saksılarına bol bol,
yakınca otururduk fırına,
severim ekmek kokusunu,
bahçesi olan bir evimiz olmadı belki,
toprağına ekemedik gülücükler yarınların.
babamız vardı yorgun,
akşam eve gelirken oyuncak getiremeyen.

Yavan ekmek paylaşan çocukları izlerdim akşamları,
yorgunluğu paylaşmak gibi bir şey olmalıydı,
ekmeğin yarısı yavan,
diğer yarısı daha yavandı yarından,
gülen gözleri masum,
geleceği o kadar da masum değildi belki hiç birinin,
babaları vardı yorgun,
akşam eve gelirken
-hanım bir şey lazım mı ?
diye soramayan.

Asgari ücretin ne demek olduğunu öğrendiğim yaşlardı,
asgari ücretin ne demek olduğunu
ayağımızdaki yırtık ayakkabıdan öğrenmek ayrı bir fiyakaydı
çok soğuk değildi anne,hasta olmam merak etme,
bu fakirlikte hastalık bile uğramazdı mahallemize,

Kimler yaşardı şu sisli dağların ardında,
annem hep zenginler yaşar oğlum derdi,
onlar asgari ücreti 3 kere 4 kere alıyordu zannımca
bize asgari ücret,ayda bir düşüyordu sanırım,
ay ortasında bitiyor derdi babam.


10 şubat 2014 pzt.

S.r.

8 Ağustos 2014 Cuma

Kraliçe Arı

KRALİÇE ARI
Kraliçe arı bir kovanın üreme görevini üstlenir.Bir kovanda bir çok dişi arı vardır ama kovanın tek bir tane kraliçesi olur diğer dişiler kısırdırlar ve bu yüzden üreme yapamazlar. Sadece arı sütü veya polenle beslenir.
Diğer dişi arıların görevi temizlik,savunma yapma,kovana yiyecek bulma gibi bir çok görevi vardır.Erkek arıların görevi ise sadece kraliçe arıyı döllemek tir.
KRALİÇE ARI
Kraliçe arının diğer arılarla hiç bir genetik ayrıcalığı yoktur.Sadece biraz iri gözükürler.Kraliçe,ortalama olarak 4 sene yaşar ve 2 yıl verimli yumurtalar verir 2 sene sonra verimi düşer ve öleceğini anlayınca yeni bir kraliçe arı çıkartmak için kendini zorlar bu kovanın yeni kraliçe arı olduğunda kendini öldüreceğini bilse bile.Bu kadarda asil bir varlıktırlar.
Arılar doğanın bir parçası olup bizlere bal yapmakla sorumludurlar.Kaliteli balın her devaya iyi geldiği hepimiz tarafından bilinmektedir.Bal yapan bir arının da en önemlisi kraliçesidir.
Kraliçe arıları zor bulunan bir türdür.


Uğur Böceği





Uğur böceği,resimde de gördüğünüz üzere genellikle kırmızı kanatlarının üstünde siyah benekleri olan bir böcek türüdür.Tabi değişik renklerde olanları da vardır.Örneğin;sarı renk üzeri siyah benekli,siyah renkli kırmızı benekleri olarak ta görülebilir.
Genellikle yaklaşık 0.5 cm olurlar.Halkımızca sevilir ve uğur getirdiğine inanılır.Uğur böcekleri genellikle parlak renklidirler buda düşmanlarına karşı bir koruma görevi yapar yani parlak renge sahip hayvanların zehirli olduğuna inanılır.Aksi bir durumda ölü taklidi yaparak ayaklarını içine çekebilirler.Uğur böcekleri kanatlı hayvan türleri de olarak bilinir. Uçmadıkları zamanlar kanatları koruyucu bir tabakayla kaplanır ve uçmak istediklerinde tabaka açılır.Düşmanı tarafından rahatsız edildiğinde kötü bir koku bırakarak düşmanını püskürtebilir.
Görevleri ise yapraklara zarar veren bitleri yerler ve bir uğur böceği hayatı boyunca yaklaşık 5000 adet bit yerler.
Yumurtalarını yaprak biti kolonilerine bırakan bu kanatlı böcek türü ortalama olarak 30 ile 60 günde gelişirler.Yumurtadan çıkan yavrular tıp ki yetişkin bir uğur böceği gibi hemen yaprak biti yemeye başlarlar.
Senede en az bir kere yumurtlarlar.Kışı geçirmek için çoğu zaman çürümüş yaprak altını tercih ederler.

Bir Ton Kâğıt 17 Yetişkin Ağaç a Denktir


Dünyamızın %32 si ormandır yani 4.126.000.000 hektarı orman arazisi olup bunun 3.792.176.000 hektarında orman bulunmaktadır ve bu ormanların 1.216.000.000 hektarı iğneli 2.488.000.000 hektarı ise yapraklı orman çeşididir.
Senede ortalama olarak 1.900 milyar metre küp üretim yapılan bu ormanlardan 1.021 milyarı endüstriye geriye kalan 879 milyonu ise evimizde,iş yerlerimizde yakacak olarak kullanmaktayız.
Ülkemizin % 80 i tabiat gereği orman olması gerekirken maalesef bu oran %25 dır.Ülkemizin yaklaşık 20.199.296 sı da orman arazisidir.
Ülkemizin ormanlarının yok olma başlıca sebepleri hayvanları otlatmak için,tarla oluşturmak için,yakut yakacak ihtiyacını karşılamak için yakıp veya kesilmesidir.Yaklaşık bir orman 20 ile 200 senede oluştuğunu biliyor muydunuz?Biz ne yapıyoruz dakikada yok edip yakıp yıkıyoruz.
Bir ağaç ortalama olarak 20 senede yetişir.Oysa ormanların ne kadar çok faydası vardır.Örneğin havayı temizler ve kirliliği önler,erozyonu engeller,çeşitli doğa hayvanların barınağıdır,havadaki oksijen miktarını arttırır,yeraltı su miktarını arttırır,yağmur bulutlarını çekerek yağmur yağmasını sağlar ve bir çok örnek verebiliriz.
Bir ton kâğıt ortalama olarak 17 ağaç tan oluşmaktadır.Bu demek oluyor ki bir ton kullanılmış kâğıt ile 17 ağacı kurtarabiliriz.
Şöyle bir hesap yapmaya kalkarsak örneğin A4 kâğıtını düşünelim.Bir A4 kâğıtı yaklaşık olarak 5 gram geliyor,bir topta 500 adet A4 kâğıtı var.Buda 2.5kg yapar.400 A4 kâğıt topu 1 ton yapar buda 17 ağaç yapar.Ülkemizde bir günde milyonlarca A4 kâğıdı kullanılıyor yani bu milyonlarca ağaç demek ve hatta buda yüzlerce ormanın yok olması demek.
Yani bu kısaca bir A4 kâğıt örneği ve sonuçları dah bunun gazetesi var,dergisi var,kitabı,defteri vb. bir çok çeşit bulabilirsiniz.Bu yüzden;
Ormanlarımızı yok etmiyelim ve kullanılmış kağıtları devletin atık toplama kutusuna atalım.
Devletimiz bir kampanya başlatarak cam,plastik ve kağıt gibi kullanılmış atıkları geri dönüşüme göndererek hem ülke ekonomisine katkıda bulunulması,hem çevre kirliliğin önlenmesi ve ormanlarımızın kağıt yapmakta kullanılmasını engellemek amacı bu kampanyayı başlatmış olup ilgilenmenizi önemle rica ederim.