26 Haziran 2015 Cuma

Zamanınızın Kıymetini Bilin

Zamanınızın Kıymetini Bilin

http://bilgedayi.blogspot.com.tr/


Zaman,görecelidir.Mühim olan,onu nasıl değerlendirdiğinizdir.Peki,ister işte ister özel hayatta hedeflerinize ulaşabilmek için zamanınızı nasıl doğru kullanabileceksiniz?

Şöyle bir etrafımıza baktığımızda dikkatimizi dağıtacak o kadar çok şey göreceğiz ki:Sms’ler,email’ler,çağrılar,ayaküstü sohbetler,saatlerce süren toplantılar,tweet’ler…Farkındaysanız sıra,omzunuzdaki iş yüküne gelmedi bile!Tüm bunlar gerçekten çok bunaltıcı ve yorucu;doğru düşünme ve karar verme,kendimiz için asıl önemli olanı yerine getirme becerimizi,isteğimizi sürekli tehdit ediyorlar.Oysa ki birkaç küçük değişikle en kıymetli hazinelerimizden biri olan zamanımızı doğru şekilde değerlendirebilir,iş ve özel yaşamımızdaki hedeflerimize ulaşabiliriz.

Liste tutun

Yapılacakları listeleyin.Maddeleri kendi içinde önemli önemsiz diye gruplayın.Önceliği,önemli yada acil olanlara verin.

Hedef koyun

Kendinize belirli hedefler koyun ve bunları gerçekçi ve yapılabilir olduğundan emin olun.Bunun için önce mevcut halinizi gözden geçirin,hangi hedeflerin sizin için önemli olduğunu ve hedefinize ulaşmak için ne yapmanız gerektiğini adım adım planlayın.

Önceliklerinizi belirleyin

Önceliğiniz,sizin için neyse o olsun.Unutmayın acil bir iş,her zaman önemli olmayabilir.

Ertelemeyin

Benjamin Franklin’in de dediği gibi asla bugün yapabileceğiniz bir şeyi yarına bırakmayın.Doğru zaman,şimdidir.

Teknolojiye hükmedin

Teknolojinin size hükmetmesine izin vermeyin,siz ona hükme din. Akıllı cihazlar,bizi her an ulaşabilir kılıyor.Her gün onlarca e-mail,facebook,sms’ler,twitter bildirimleri tarafından dürtülüyoruz.Yani dikkatimiz,sürekli tehdit altında.Yapılması gereken aslında çok basit:Hepsini kapatın ve işiniz bitene kadar kesinlikle açmayın.

Hayır demeyi öğrenin 

En son ne zaman ‘Hayır’ dediğinizi hatırlıyor musunuz?Kibarlıktan yada kaybetme korkusundan ‘Evet’ sözcüğünü bol keseden kullanıyoruz.Ama hedeflerimize ulaşmak için konfor alanımızdan çıkmak,gerektiğinde’Hayır’ demesini (patronumuza bile)öğrenmek zorundayız.
http://bilgedayi.blogspot.com.tr/

Kaybedilmiş bir gençlik kaybedilecek bir gelecek demektir.Ne yazık ki bu sözün doğruluğunu yaşıyarak anladım.Pek çok pişmanlığım var fakat en büyüğü geçmişte boşa tükettiğim zamanım.İnsan yaşı ilerledikçe zamanın kıymetini iyi anlamaya başlıyor.Küçükken geleceğimizi pek düşünmeyiz tıpkı o sıralarda yaşıtlarımızı olduğu gibi tek derdimiz eğlencedir.Ama artık büyüdük geleceğimizi düşünmemiz lazım.Bir söz vardır bilmem duydunuz mu Gencin gücü yaşlıda,yaşlının ise aklı gençte olsaydı keşkeler olmazdı.Yani o yaşlarıma geri döne bilseydim eminim bugün pek çok şey değişirdi.Sizde keşke dememek için zamanınızı iyi değerlendirin…

Sabit Durmak Zararlı

Sabit durmak zararlı

Sabit Durmak Zararlı

Mesai saatinin büyük bölümünü ayakta ya da PC başında oturarak geçirmek,dikkat edilmediği taktirde ciddi kas ve dolaşım rahatsızlıklarına neden olabilir.Acıbadem Fulya Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon uzmanı Prof.Dr.Selda Özçırpıcı,işi nedeniyle çoğunlukla ayakta duran ya da oturanların sıklıkla karşılaştıkları rahatsızlıkları ve bunlara karşı neler yapabileceğini anlatıyor.

Bütün gün ayaktayım diyenler

Mesai saatinin büyük bölümünü ayakta geçiren çalışanlarda en çok görülen fiziksel rahatsızlıklar nelerdir?

Bu kişilerde genellikle uzun süre ayakta durmaya bağlı olarak bel ve sırt ağrıları,bacaklarda ve ayaklarda ağrılar ve dolaşım bozukları gelişebiliyor.Bunun nedeni ayakta durmakla dirseklere ve bele binen yükün artması ve duruş bozukluğuna bağlı kaslarda kısalık,spazm gelişebilmesi.Ayrıca hareketsizlik ve sürekli aynı pozisyonda kalmaya bağlı olarak bacak dolaşımı da bozulur.Bacaklarda ve ayakta ağrı,şişlik oluşur.Ayak tabanında ağrılar gözlenebilir.

Uzun süre ayakta durarak çalışanlara işyerinde uygulanabilecek neler önerirsiniz?

Öncelikle ergonomiye dikkat edilmeli.Bu kişilerin yaptıkları işi uygun pozisyonda yapması ve ergonomik aletler kullanmaları,oluşabilecek rahatsızlıkları önleyebiliyor.Mutlaka belirli aralıklarda oturabilecekleri sandalyeler olmalıdır.Arada dinlenme periyotların olması ve bazı özel egzersizler yapılması da önemli.Burada en önemli unsur,sabit pos türü bozmak,30-45 dakikada bir pozisyon değiştirmektir.Uzun süre ayakta duranlara dolaşımı düzenleyici ayak-ayak bilek kas egzersizleri,bel-karın egzersizleri ve doğru duruşun öğretilmesi gerekiyor.Ayrıca iş ayakkabıların seçimi de çok önemli.Ayakkabılar mutlaka ortopedik,tabanı destekli,şok absorban ve ayak sağlığına uygun olmalı.

İş yeri dışında ne gibi egzersizler yapabilirler?

Özellikle alt ekstremitede dolaşımı arttırıcı kas egzersizleri yapılmalı.Ayrıca,bel-karın,bacak ve ayak kaslarını güçlendirici egzersizler ve germe egzersizleri önemlidir.İş sonrası bacakları yüksekte tutmak,dinlenmek,ayak bilek egzersizleriyle dolaşımı düzenlemek gerekiyor.Bu kişilere ayrıca duruşu düzenleyen egzersizler,yoga,pilates ve yüzme önerebiliriz.

Bütün gün PC karşısındayım diyenler

Mesai saatimin büyük bölümünü oturarak geçiren çalışanlarda en çok görülen fiziksel rahatsızlıklar nelerdir?

Bu kişilerde boyun,sırt ve bel problemleri sık görülür.Kas ağrıları,spazmlar ve bel,boyun fıtığı gelişebiliyor.Ayrıca sürekli aynı pozisyonda tekrarlanan hareketlere bağlı olarak omuzda,dirsek ve el bileğinde ağrılar gelişebiliyor(bilgisayar kullananlarda olduğu gibi).Sabit pozisyonda uzun süre oturmak bacaklarda da dolaşım bozuklukları ve kas ağrılarına neden olabilir.

Bu koşullarda çalışanlara iş yerinde uygulayabilecekleri neler önerirsiniz?


Masa yüksekliği ayarlanabilir olmalı,bel ve boyun desteği olan ortopedik sandalyeler kullanılmalı,sandalye yüksekliği ayarlanabilmeli.Ayaklar yere tam temas etmeli ve sandalye,kalça ve diz 90 derece olacak şekilde ayarlanmalı.Sandalyede kol destekleri mutlaka olmalı.Çalışanlar 30-45 dakikada bir kalkıp dolaşmalı ve bazı egzersizleri masa başında düzenli olarak yapmalı.Bunlar boyun,sırt ve bel egzersizleri olup hem duruşu düzeltiyor hem de kas gücünü arttırıyor.Ayrıca mutlaka her iki bacak için dolaşımı arttırıcı egzersizler yapılmalı.

İş yeri dışında ne gibi egzersizler yapılabilir?

Düzenli olarak yapılan aerobik egzersizler (yürüme,yüzme vb.) hem kan dolaşımını hem de kas gücünü arttırır.Ayrıca düzgün duruş için pilates ve yoga yapılması önemli.Yine dolaşımı düzenleyici egzersizlerin yapılması da alabilecek önlemler arsında yer alıyor.

25 Haziran 2015 Perşembe

Erteliyorsam bir sebebi var

Erteliyorsam bir sebebi var

http://bilgedayi.blogspot.com.tr/



İster iş ister özel hayatınızda ‘Daha sonra yaparım’ cümlesini çok sık kullanıyorsanız yabana atılmıyacak bir sorun olabilir…Acıbadem Fulya Hastanesinden Uzman Klinik Psikolog Sarp Kulkara,sıklıkla başvurulduğunda kişinin hayatını ciddi bir şekilde sekteye uğratan erteleme davranışın neden kaynaklandığını,onunla baş etmek için neler yapılması gerektiğini aktarır.



Neden erteliyoruz




Erteleme,bir çok duruma bağlı olarak gerçekleşen bir davranıştır.Ertelemenin sık yapıldığı ve hayatı sekteye uğrattığı durumlar sorun olarak karşımıza çıkar.Başlı başına böyle bir rahatsızlık yoktur,ancak bu durum bir problemin görüntüsüdür.Çoğunlukla kaygı bozukluğu olan kişilerde erteleme davranışının sıklığına rastlanır.Özellikle mükemmelliyetçi bir kişilik yapınız varsa erteleme davranışı sıklıkla başvurduğunuz bir hale gelir.

Ertelemeyi bir davranış biçimi haline getirenlerin sayısının son yıllarda arttığı görülüyor.Sizce bunun nedeni ne olabilir?Buna sebep olarak,içinde bulunduğumuz sistemin hep daha fazlasını istemesi gösterebiliriz.Hele ki kişilik özellikleri sisteme uygun bir kişi,dış dünyadan bunun doğru ve olması gereken bir şey olduğunun onayını alır ve küçüklükten beri büyüttüğü kaygılarının normal olduğu düşüncesiyle daha fazlasına erişmeye çalışırsa,bu davranış biçimi onda oturabilir.




Bu davranış neden kaynaklanıyor?


Bir çok sebebi bu davranışın içinde inceleyebiliriz.Kişilik özelliklerimiz,içsel çatışmalarımız,aile tarafından öğretilenler vb.Örneğin; obsesif kişilik yapısına sahip olanlar her şeyi mükemmel yapmaya çalışırlar.Çoğunlukla düşünceleri ya hep ya hiç tarzı bir yönelime sahiptir.O nedenle yapılacak işi ya en iyi yapacaklar ya da hiç yapmayacaklardır.Temelde sürekli ‘ Ya yanlış olursa?’,‘Yetersiz oldu’, Bu tam olmadı’ düşünceleri zihinlerinde gezinirken,yaptıkları işlerden tatmin olmazlar ve işlerin veriliş süreleri hep gecikir.Hatta ellerindeki işler bitmiş olsa bile onu teslim edemezler.Teslim ettiklerinde çok büyük hatayla karşılaşacaklarını düşünebilirler.Bazen bu algısal kaygı o kadar büyür ki,karşılaşacak hata bütün hayatını etkileyecek,kendi felaketini getirecek diye korkabilirler.Büyüyen kaygı her işin ertelenmesine sebep olur.Tabii ki bu kişilik yapısının ve içsel çatışmanın bir gelişim süresi vardır.Saygınlığa önem veren,yüksek standartlar talep eden bir baba,eleştirel ve alınan başarılardan memnuniyetsiz bir anne böyle bir kişilik yapısının oluşumuna hizmet eder.Bütün bunlar çocuğun büyürken algılarını şekillendirir ve mükemmeliyetçi,detaycı ve aşırı kaygılı bir kişiliğe sahip olmasına neden olur.Aile hiçbir şey yetmediği için bunu içselleştiren çocuğa da bir süre sonra hiçbir şey yetmemeye başlar.Kendi başarılarını sıradan görüp,hatalarını felaket olarak yorumlar ve kendini taktir edemez hale gelir.Bu elindeki bütün işlere kaygılı yaklaşmasını sağlar.


Erteleme,orta ve ileri aşamalarda kişinin gerek iş gerekse özel yaşamında ne gibi aksaklıklar meydana getirebilir?




Bu davranış alışkanlığa dönüştükten sonra iyice yerleşir ve kişi artık farkında olmadan her şeyi ertelemeye başlar.Bu yüzleşmeden ve değişimden kaçış demektir,aynı zamanda sürekli olarak kaygıyı besler.Etrafındaki insanlar bir süre sonra şikayet etmeye başlar,kişinin ilşkileri bozulabilir,işi tehlikeye girebilir.Kişi aslında çok düşündüğü halde düşüncesiz,umursamaz ve savsak damgası yiyebilir.


Ertelemeyle baş etmek için neler önerebilirsiniz derseniz eğer.




İlk önce bu kaygınızın farkına varın.Eğer bunun sizde yarattığı sıkıntıyı fark ederseniz savaşmak için güç kazanırsınız.Elinizdeki işlere yüklediğiniz anlamları düşünün.Bunu yaparken güvendiğiniz ve daha organize başka bir arkadaşınızın bu işle ilgili nasıl düşüneceğini,ne yapacağını referans olarak alabilirsiniz.İşler yarım kalabilir.Hatta yarım bırakın;dünyanın yıkılmadığını,insanlarla ilişkilerinizin tek bir olaya bağlı olmadığını,sizin hakkınızdaki düşüncelerin sizin sandığınız kadar kırılgan olmadığını görün ve gelişen durumla baş edin.Mutlaka yardım isteyin.Bütün işleri tek başınıza yapmaya çalışmayın!Kendinize ne kadar yeterli olup olmadığınızı kanıtlamaya çalışırken gerçek olan durumdan uzaklaşabilirsiniz.Siz Tanrı değilsiniz!Her işi aynı anda yapamazsınız.İşlerinizi sıraya koyun.Tarih ve önem sırası,organize olmanızı kolaylaştırır.Baş edemeyeceğiniz kadar kaygınız varsa uzman bir psikologdan yardım alın.
Unutmayın biz erteledikçe hayat hızlanır...

24 Haziran 2015 Çarşamba

Beyniniz için Yiyin

Beyniniz icin Yiyin

İyi beslenmek sadece fiziksel değil,zihinsel sağlığınız için de gerekli.Zira beyninizde kalbiniz ve kaslarınız gibi besleyici öğelere ihtiyaç duyuyor.Peki,ama sağlam bi kafa için hangi gıdaları tüketmelisiniz?İşte güçlü hafıza,yüksek konsantrasyon ve öğrenme becerisini geliştirmek için tüketmeniz gereken başlıca gıdalar...


http://bilgedayi.blogspot.com.tr/
Tam tahıllılar


Aracınız gibi beyniniz de çalışmak için yakıta ihtiyaç duyar.Beyninizin başlıca yakıt kaynağı glikozdur.Araştırmalara göre,kandaki glikoz miktarının azalmasının dikkat,hafıza ve öğrenme üzerinde olumsuz etki yarattığını gösteriyor.Beyniniz yakıt ihtiyacını karşılamak için glikozu kan dolaşımına azar azar vererek sizi gün boyunca zihinsel olarak aktif kılan düşük glisemikli tam tahıllı tercih edin.Tükettiğiniz ekmek ve makarnanın tam buğday unundan yapılmış olmasına dikkat edin.


http://bilgedayi.blogspot.com.tr/

Omega-3
Omega-3 vücut tarafından üretilmeyen,ancak dışarıdan alınabilen ve yaşamsal öneme sahip yağ asitleridir.Uzmanlar,vücutta omega-3 bağı içeren yağ asidi DNA miktarının düşük olmasının,Alzheime ve hafıza kaybı riskini artırdığını söylüyor.Omega-3 bağı içeren bir diğer yağ asidi EPA da kalp ve damar hastalıklarıyla mücadelede başlıca müttefikimiz.Yağlı balıklarda EPA ve DNA doğal olarak bulunuyor.Bunun için somon,mevsimin de uskumru ve sardalye gibi yağlı balıkları sofranızda eksik etmeyin.Yağlı balıkların yanı sıra keten tohumu ve ceviz de iyi birer omega-3 kaynağıdır.



http://bilgedayi.blogspot.com.tr/


Yabanmersini

Yabanmersini
ABD'deki Tufts Üniversitesin'nin araştırmasına göre A,B,C vitaminleri,antosiyaninler,selenyum,magnezyum,fosfor,bakır ve çingo açısından zengin olan yabanmersini,kısa süreli hafıza kaybıyla mücadelede oldukça etkili.Çalışmalar ayrıca düzenli yabanmersini tüketen çocukların öğrenme kapasitesinin,tüketmeye kıyasla daha yüksek olduğu gösteriliyor.


Domates


http://bilgedayi.blogspot.com.tr/

Domates
Domates de bolca bulunan antioksidan likopen,hücrelere zarar vererek demans (bunama) ve Alzheimer'a neden olan serbest radikallere karşı güçlü bir silah.


http://bilgedayi.blogspot.com.tr/


Siyah firenk üzüm

B vitamini ve folik asit
B6,B12 ve folik asit,kandaki homo sistein seviyesinin yükselmesine engel olarak inme,bilişsel bozukluk ve Alzheimer'ın önüne geçmesiyle biliniyor.Kırmızı et,balık,peynir,yumurta,B12 vitamin açısından zengin gıdalar.


Siyah firenk üzümü
C vitamini,zihinsel açıdan çevik olmanızı sağlıyor.En iyi C vitamini kaynaklarından biri ise Türk mutfağında iç pilav yada aşurede kullanılan frenk üzümü.

http://bilgedayi.blogspot.com.tr/


Kabak çekirdeği

Kabak çekirdeği
Ayçekirdeği kadar fanatiği yok belki,ama faydaları saymakla bitmez.Her şeyden önce güçlü bir hafıza için harika bir kaynak.Her gün bir avuç kabak çekirdeği tüketmek,hafızanızı ve düşünme kabiliyetinizi geliştirmek için günlük çinko ihtiyacınızı karşılamaya yetiyor.



http://bilgedayi.blogspot.com.tr/


Brokoli

Brokoli
Pek sempatik bir sebze olduğu söylenemez ama bilişsel fonksiyonları geliştiren ve beyin gücünü attıran K vitamini açısından çok zengin bir gıda.Evet,beyler:etin yanında patates kızartması yerine haşlanmış brokoli siparişi veren kadınları artık daha iyi anlarsınız.



http://bilgedayi.blogspot.com.tr/


Adaçayı

Ada çayı
Beynin sağlıklı çalışması için gerekli olan gıdalar denince pek akla gelmez.Ancak klinik araştırmalar ada çayının hafıza üzerinde olumlu etkisi olduğu gösteriliyor.Çay ve kahve tüketimini azaltıp ada çayı içmek için harika bir vesile,değil mi?


http://bilgedayi.blogspot.com.tr/

Sert kabuklu kuruyemişler

Sert kabuklu kuruyemişler
Amerikan Journal of Epidemiology'de yayımlanan araştırma,özellikle yaşlılıkta bilişsel zayıflamayı önlemede E vitaminin önemli rol oynadığını gösteriyor.Yeşil yapraklı sebzeler,kuşkonmaz,zeytin,yumurta,tam tahıllılar dışında ceviz,fındık ve badem gibi sert kabuklu kuruyemişler E vitamini açısından son derece zengin gıdalar.

4 Ocak 2015 Pazar

Yeni Yil

Yeni Yıl

1 Ocak 2015

yeni yıl

Amaçlar:
  • Öğrencilere yeni yıl bilgisini kavratmak.
  • Yeni yıl coşkusunu yaşatmak.
  • Yeni yılda eski yıldan daha başarılı işler için kararlar alma isteği uyandırmak
1 Ocak günü başlayıp 31 aralık günü biten zaman dilimine yıl denir.Her yılın 1 Ocak günü yılın başlangıç günüdür.Bu nedenle 1 Ocak gününe yılbaşı deriz.Birçok dünya ülkelerinde olduğu gibi ülkemizde de yılbaşı öğrenci,öğretmen ve tüm çalışanlar için tatildir.Çünkü yılın son günü olması nedeniyle 31 Aralık akşamı eski yıla güle güle demek ve 1 Ocakla başlayan yeni yıla hoş geldin demek için insanlar sabaha kadar eğlenebilirler.Bu eğlence nedeniyle yorgun ve uykusuz insanlar 1 Ocak yılbaşında verimli çalışamayacakları için tatil günü olarak kabul edilir.
31 Aralığı 1 Ocağa bağlayan geceye yılbaşı gecesi denir.Yılbaşı gecesinde evler süslenir,çeşit çeşit yemekler,tatlılar hazırlanır,çerezler alınır.Hısım akrabalarla ya da arkadaş veya dostlarımızla birbirimizin evinde toplanır,yer,içer,eğleniriz.Yılbaşı gecesinin en belirgin yemeği hindi eti,en belirgin oyunu ise tombala dır.
İnsanlara hoşça vakit geçirmek için televizyon ve radyo kanalları birbirinden güzel eğlence programları hazırlayıp sunarlar.Bir de milli piyango idaresinin yılın en büyük ikramiye çekilişini yapar.Hemen hemen herkes bir milli piyango bileti alır ve yılbaşını heyecanla karşılamaya çalışır.Aynı zamanda eski yılda yaşadığımız olumlu olumsuz anılarımızı konuşuruz.Yeni yılda daha başarılı işler yapmak için kararlar alır ve uygularız.Kötü alışkanlığı olanlar bundan vazgeçerek iyi davranışlara yönelirler.
Ama şimdiki geçlere bakarak bunları diyemeyiz tabi ki.Herkes eğlenmeli ama başkalarını rahatsız edici davranışlardan kaçınarak.
Ayrıca yeni yılı kutlamak için uzaktaki büyüklerimiz ve arkadaşlarımızla telefonlaşır.Uzaktakilerle mektup veya kart yazarak ya da e-mail atarak haberleşiriz,iyi dileklerimizi paylaşırız.
Yeni yıl hepimize kutlu olsun.Ulusumuza ve tüm insanlığa iyilikler getirsin.İnşallah bu yıl hepimize hayırlı olacak diye düşünelim ki öyle olsun.


4 Aralık 2014 Perşembe

Öksürüğe İyi Gelen Karışımlar

Öksürüğe İyi Gelen Karışım

Bildiğiniz üzere normal yaşamımızda herkes hasta olabilir.
Bunlardan biri de çok yaşadığımız öksürük yani boğaz iltihap kapması da diyebiliriz.Öksürük genellikle virüs yoluyla bulaşır.
Bu virüsler de yiyeceklerden,içeceklerden,bindiğimiz otobüsten,içtiğimiz sigaradan hava yoluyla veya temas ile insan vücuduna bulaşabilir.
Öksürük asılın da bizim bildiğimiz gibi hastalık değil aksine
bir iyileştirme yoludur.Mikropları akciğerlerimize kadar ilerlememesi için öksürük yoluyla dışarı atılmaya zorlanır.Öksürük sinir uçlarına sinyal
verildiğinde ortaya çıkar.
Lakin öksürük uzun süre devam ediyorsa bilin ki bir şeyler ters gidiyordur.
Doktorunuza başvurmanızı tavsiye eder ve öksürüğe iyi gelen bu karışımı
denemenizi öneririm.

Öksürüğe iyi gelen karışımlar

Siyah turp ve saf bal karışımı
Siyah turp ve saf bal karışımı
Siyah turp ve saf bal karışımı

Hazırlanışı
Turpumuz öncelikle siyah olursa daha faydalı olur.Turpumuzu kök kısmını keserek içerisine bal koyacak şekilde oyuyoruz.
Turpun baş kısmınıda az birşey kesiyoruz.Saf balımızı oyduğumuz kısma döküyor ve az birşey kesdiğimiz baş kısmını bir su bardağına
koyarak yaklaşık olarak 12 saat bekletiyoruz.
Saf bal turpun vitaminlerini toplayarak 12 saat içerisinde kestiğimiz baş kısmından bardağı dolduracaktır.
Bu işlemi aynı turp için iki kere yapabilirsiniz.Zamanla göreceksiniz işe yaradığını ve vücudunuzun düzene girdiğini.
Bir başka karışım da zencefilli çayıdır.

Zencefil öksürüğü hemen kesme özelliğine sahiptir.Zencefil çayı için gereken mazemeler.

Zencefil çayı
Zencefil çayı
  • Zencefil
  • Tarçın
  • Karanfil
  • Limon
  • Saf bal


Hazırlanışı

Kaynatabileceğimiz bir kaba zencefili,tarçını,karanfili su ile karıştırarak kısık ateşte kaynatıp,kaynamaya yüz tutunca limonumuzu atıp
2 dk kadar daha kaynatmalıyız.Sonra içeceğimiz bardağın içine bir kaşık bal ile kaynattığımız karışımın suyundan karıştırıp içiniz.
öksürüğünüzü hemen keseceğinden emin olabilirsiniz.
Lakin bu karışımlar işe yaramıyorsa yani öksürüğünüz sürekli devam ediyorsa hemen doktorunuza görünmenizi tavsiye ederim şimdiden geçmiş olsun.

29 Kasım 2014 Cumartesi

Orman Haftası

ORMAN HAFTASI(21 - 26 Mart)

ORMAN HAFTASI


AMAÇLAR:

·         Öğrencilere orman ve ağaç sevgisi kazandırmak.
·         Ormanı,ağacı ve doğayı korumanın ülkemiz için önemini kavratmak.
·         Millî savunmada ve yurt ekonomisinde ağaç ve ormanın yer ve önemini kavratmak.
·         Yurdumuzun iklim,toprak,su ve doğal güzellikleri bakımından ağacın önemini kavratmak.
·         Öğrencilerin ve halkın ağaçlandırma çalışmalarına katkısını sağlamak

ORMAN HAFTASI


Çeşitli ağaçlarla kaplı geniş alanlara orman denir.Ormanlarımızda en çok bulunan ağaçlar çam,meşe,gürgen,ardıç cinsi ağaçlardır.Orman içinde kurt,ayı,tilki,çakal gibi yabani hayvanlar yaşar.
Ormanlar,bir ülkenin en önemli doğal zenginliklerin dendir.Ormanın ve onu meydana getiren ağacın pek çok yararları vardır.
Çevrenize şöyle bir bakınız.Gördüğünüz eşyaların bir çoğu ağaçtan yapılmıştır.Evlerimizin çatı,kapı ve pencereleri,masa,sandalye dolap gibi eşyaları ağaçtandır.Kullandığımız kâğıdın,okuduğu­muz kitabın ham maddesi ağaçtır.Odun,tarihin en eski çağlarından beri insanlarca yakıt olarak kulla­nılmıştır.
Ormanın ve ağacın yararları bunlarla da bitmez.Ormanlık alan­lara bol yağmur yağar.Bu nedenle kuraklık ve susuzluk olmaz.Or­man,kirli havayı temizler.Bu yüz­den birçok hastane ormanlık bölgelerde kurulmuştur. Ormanla­rın diğer ve önemli bir yararı da erozyon dediğimiz toprak kaybını ve sürüklenmelerini önlemesidir.Ağaç kökleri ve otlar,toprağı tutar ve bırakmaz.Ayrıca orman toprağı besler,korur,nemli tutar.Dökülen yapraklar çürüyerek toprağı zenginleştirir.Selleri önler.Ormanlık bölgelerde şiddetli soğuk,aşırı sı­cak,don ve kuraklık olmaz.
Deniz ve akarsular gibi orman da doğal güzelliğin kaynağıdır.Or­manda barınan av hayvanları,ağaçlarda cıvıldaşan renk renk kuş­lar,yer yer boy gösteren güzelim çiçekler,serin ve sakin gölgeleriyle en iyi dinlenme yeridir.
İşte bütün bu nedenlerle ağa­cın değerini bilmeli,onları korumalı ve geliştirmeliyiz.
Bir zamanlar yurdumuzun büyük bir bölümü gür ormanlarla kap­lıymış.Bugün ormanlarımız gerek­siz kesimler,yangınlar ve tarla açılması gibi nedenlerle çok azal­mış bulunmaktadır.Topraklarımı­zın ancak sekizde bir kadarı or­manlıktır.Bunların büyük bir bölü­mü de istenilen nitelikte değildir.Oysa bir ülkenin ormanlık sayılabilmesi için topraklarının en az yüzde otuzunun ormanlık olması gerekir.Bugün hemen hemen bü­tün dünya ülkeleri ormanlarını gö­zü gibi koruyor ve topraklarını ağaçlandırmaya çalışıyor.Bizim de aynı yolu izlememiz gerekir.Or­manı korumak ve geliştirmek,bü­yük küçük herkesin en önemli gö­revlerinden biri olmalıdır.

ORMAN HAFTASI

Bunun için:

·         İzinsiz ağaç kesmeyelim.Kes­tiğimiz her ağacın yerine en az bir fidan dikelim.
·         Ormanlık bölgelerde ateş yak­mayalım.Ormanda bir duman gördüğümüzde hemen ilgililere haber verelim.
·         Ağaçlara zarar veren hayvan­ları ormanlık bölgelerde otlat­mayalım.
·         Böcek ve tırtıllara karşı ağaç­ları ilaçlayalım.
·         Orman içinde tarla açmayalım,açmak isteyenlere de engel olalım.

Devletimiz ormanlarımıza bü­yük önem vermektedir.Ormanı ge­reksiz yere zarara uğratanlara kar­şı ağır cezalar getirilmiştir.Yurdun her yerinde ağaçlandırma çalışma­ları büyük bir dikkat ve önemle yürütülmektedir.Bu çalışmalara halkın katkısını sağlamak ve or­man hakkında halkımızı bilinç­lendirmek için her yılın mart ayının 21-26 tarihleri arası Orman Haf­tası olarak kabul edilmiştir.Bu haf­ta içinde radyo,televizyon,gazete ve dergilerde ormanlarımız üzerin­de durulur.Okullarda ve kışlalarda öğrencilere ve askerlere orman varlığımız hakkında bilgiler verilir.Ormanın ve ağacın önemi anlatılır.Boş alanların ağaçlandırılması için çalışılır.
Yeşil bir vatan,verimli toprak­lar,mutlu,sağlıklı ve neşeli insan­lar yetiştirmek,güzel bir hayat sür­mek istiyorsak,ormanlarımıza sa­hip çıkmalı,çevremizi ağaçlandır­mak için sürekli çalışmalıyız.