22 Ağustos 2015 Cumartesi

Yeni Nesil Direksiyon Sınavı

Yeni Nesil Direksiyon Sınavı

http://bilgedayi.blogspot.com.tr/

2013’e kadar olan sınavlarda MEB’ınca düzenlenen direksiyon sınavlarında bir çok kişi direksiyonda ve araç hakimiyetinde zayıf olmasına rağmen direksiyon sınavından geçiriliyordu.Bu da bir çok kazaya sebep oluyor ve yaralanmalara ve hatta ölümlere yol açıyordu.
Yani eski sistem direksiyon sınavına göre,aracı stop etmeden kaldırıp,sinyalleri uygun yerlerde verip,rampa da durup stop ettirmeden kaldıra biliyorsan aracı ve direksiyonun da biraz iyi ise sınavı  geçtin demekti.Ve puan sistemi olduğu için belli hatalar yaptığın zaman hata puanın 70 puanın altına düşürmüyor sa geçiyordun.
2013’de yürürlüğün değişmesi sınav sistemini de değiştirdi.Sınav da rampa da durma kalkma harici,park yapmak ve 25 metre geri geri kontrollü gelmekte eklendi.Bunlarda birini hatalı yaparsanız direksiyon sınavından kalmış sayılıyorsunuz.

Sınava Başlarken

Sınav komisyonu aracın ve usta öğreticinin gerekli kontrollerini yaptıktan sonra araca biner.Komisyon başkanı gerektiğinde araca müdahale edebilmek için ön koltuğa oturur.Sürücü adayının araca çağrılması ile sınav başlanır.

Sürücü Adayının Sınavda Yapması Gerekenler



·         Sürücü adayı sınava komisyon başkanı tarafından çağrıldığında öncelikle arcın etrafında dolaşmalı ve lastikleri kontrol yapmalıdır.
·         Araca binince yapması gereken ilk adım koltuk ayarıdır.
·         Daha sonra aynalar ayarlanır.
·         Emniyet kemeri takılır.Eğer emniyet kemerini takmayı unutursanız ki bu büyük kusur sayılır sınavdan kalma sebebidir.
·         Aracı çalıştırmak için vitesimizi boş konumda olup olmadığını kontrol ederiz .Daha sonra debriyaja tam frene hafif basarak aracımızı çalıştırırız.
·         Kalkış vitesimiz olan birinci vitese takarak el frenim izi indirip sol sinyalimizi yani kalkış sinyalimizi vererek sol aynamız kontrol ederek araç geliyorsa yol vererek kontrollü bir şekilde kalkış yaparız.
·         Kalkış yapmamız için debriyajı kavrama noktasına getirerek tutulmalı ve frenden ayağımızı çekerek gaza hafif basarız aracımız bir araç boyu gittikten sonra ayağımızı debriyajdan çekeriz.
·         Hızımız 20 km i aştığında 2. Vitese takıp yola devam ederiz.

Hızımıza Göre Vitesler

1.       0 ile 20 arası 1. Vites
2.       20 ile 40 2.Vites
3.       40 ile 60 3. Vites
4.       60 il 80 4. Vites
5.       80 ile üzeri 5. Vites
Aracımız 5 vitesli ise
·         Dönüşlere gelmeden 10,15 metre gerisinde sinyallerimizi vermeliyiz tabi döneceğimiz yerin gerisinde bir başka dönemeç yok ise.
·         Şerit değişiminde sinyalleri unutmamalıyız.
·         Aracımızı iki duba arası park yaparken öndeki dubayı geçerek geri geri dubayı arka tekerle denk getirmeliyiz ve denk olduğu zaman tam sağ direksiyonu çevirerek  geri geri gitmeli ve yeterince gidilince tam sola çevirmeliyiz.Eğer tam olarak ayarlayamayıp ön taraf dışarıda kalmış ise bir hamle hakkımız olan hamleyi kullanarak aracı toplayabiliriz.Park yaparken öne gitmemiz için bir hamlemiz var bu yüzden ilk başta park yerine gelirken aracımızı düzgün getirmeli ve 2 dubanın ön tarafında duran dubanın gerisinde durarak arka tekerleği dubaya denk getirmek için ön hamlemizi harcamamız lazım.
·         Rampa da durup kalmada aracımızın öncelikle vitesinin bir de olup olmadığını kontrol etmeli ve debriyajı mızı kavrama noktasına getirmeli,kavrama noktasında tutmalı fren den ayağımızı çekmeli ve gaz pedalına hafifçe basmalıyız,aracımız bir araç boyu gittikten sonra debriyaj da duran sol ayağımızı yavaşça çekmeliyiz ve aynı hassaslıkta da gaza basmalıyız.
·         Aracı geri geri getirmek için söylenen yere yaklaşıldığında sağ sinyal vererek durmalı ve vitesimizi geri vites olan sağ yaslayıp geri çekmeliyiz,aracın dikkat lambası olan dörtlü düğmesine basılmalı ve direksiyonla hafif dokunuşlar yapılmalı.Geri gitme faslını da tamamladıktan sonra dörtlü düğmesine basılmalı ve kalkış sinyali olan sol sinyal verilmeli ve 1. Vites le,sol aynayı kontrol yaparak düzgün bir kalkış yapılmalı ve aracı başlangıç noktasına hatasız götürmeliyiz.
·         Araç kalkış ve bitiş noktasına vardığında vitesimizi boş konuma alarak stop etmeli ve inerken mutlaka el freni çekik konuma getirilmeli.
http://bilgedayi.blogspot.com.tr/


 Bu kurallara uyarsanız sormanıza gerek yok sertifikanızı bir hafta sonra yazıldığınız sürücü kursundan alabilirsiniz.

31 Temmuz 2015 Cuma

Topraksız Tarım

Topraksız Tarım

http://bilgedayi.blogspot.com.tr/

Bitkilerin toprak yerine içinde erimiş gübre olan su,berlit,top yada volkan tüpü gibi mekanlarda yetiştirilmesine topraksız tarım olarak adlandırılır.
Topraksız tarım yetiştiriciliğinde ortam olarak tor,talaş,ağaç kabuğu,çeltik havuzu,yer fıstığı kabuğu,kum,çakıl,kaya yünü,plastik köpüğü gibi maddeler kullanılabilir.Bu maddeler saksı,plastik torba yada plastik yataklara konulabilirler.
Yetiştirme ortamı olarak kullanılan toprak özellikle örtü altında üretilen yoğun yetiştiricilik sebebiyle kısa zamanda yorulmak tadır.Başkaca topraktan kaynaklanan hastalık veya başka ninotodo olmak üzere zararlılar sebebiyle verim seneden seneye azalmaktadır.Bir süre sonra da o topraktan ekonomik olarak verim kazandırılmamaktadır.İşte bu sebepten dolayı özellikle örtü altındaki tarım gerekli olmaktadır.
Örtü altındaki yetiştirilen domates,salatalık,biber,patlıcan,marul,fasulye gibi sebzelerde yer bera ve karanfil gibi kesme çiçekler topraksız tarım sistemiyle yetiştirilebilir.
Topraksız tarımın,topraklı tarımla yetiştiricilikten farkı yetiştirme ortamı,sulama veya gübreleme yöntemidir.Askıya alma,budama,havalandırma gibi bakım işleri aynıdır.
http://bilgedayi.blogspot.com.tr/

Topraksız ortamda yapılan yetiştiricilikte üretimin,sağlıklı olabilmesi için sistemin iyi kurulmasında büyük önem taşımaktadır.Başlarda yapılacak bir hata bütün emeklerin boşa gitmesine sebep olabilir.
Şimdi topraksız tarım yapılabilmesi gerekenleri dilimiz döndüğünce anlatmaya çalışalım.
Topraksız tarım da bitkilere verilen su toprağa süzülebilmesi için kök bölgesinde toplanır.Fazla suyun köklere zarar vermemesi için bir süre sonra süzülüp uzaklaştırılması olmalıdır.Bunu yapabilmek için de ilk iş olarak sera tabanına yüzde 0,5 ile yüzde 1 eğim verilir.İstene eğimin verilmesi için değişik yöntemler yapılabilir.Pratik olarak bir ip,su terazisi ve metre bu iş için yeterlidir.
İp yerden yarım metre yükseklikte sera boyunca çekilir.Su terazisi kullanılarak düz konuma getirilir.Başından ve sonundan zemine olan yüksekliği ölçülür.Eğim verilecek tarafla diğer taraf arsındaki yükseklik farkı istenen eğim oranında ayarlanır.Örneğin seranın boyu 60 metre ise yüzde 1'lik bir eğim için başı ile sonu arasındaki 60 cm yükseklik farkı gerekmektedir.Eğim verme işleminden sonra seranın gübrelenmesi ve sulanmasında kullanılacak depo için eğimin düşük olduğu taraftan seranın bir köşesine çukur kazılır.Çukurun boyutları seranın büyüklüğüne ve kullanılacak deponun kapasitesine göre değişir.Örneğin bir dekarlık serada günlük su ihtiyacını karşılayabilmek için 5 ila 6 tonluk bir depo olmalıdır.Depo poloitilen malzeme ile olabileceği gibi tuğla ile örülüp içi sızdırmayacak şekilde sıvanarak ta yapılabilir.Şimdiden kolay gelsin. 

30 Temmuz 2015 Perşembe

Japonya

Japonya

http://bilgedayi.blogspot.com.tr/

Japonya,Asya'nın doğusunda bulunan bir ada ülkesi olup,dünyanın en eski uygarlıklarından bir tanesidir.Japonya'da yaklaşık olarak 3100 ada bulunmaktadır.Japonya Doğan Güneş ülkesi olarak adını yaymış bir ülkedir.Japonya Dünya sıralamasında nüfusun en fazla olan 10. ülkesidir.Yaklaşık olarak 135 milyon kişi yaşamaktadır.Ülkenin başkenti Tokyo'dur.Tokyo dünyanın en kalabalık şehridir.Para birimi ise Japon Yeni dir.
Toprak büyüklüğü 377,444 kilometre karedir ve Dünya da en fazla deprem görülen ülkelerin başında yer alır.
Tarihte tek atom bombası atılan ülkedir.İkinci dünya savaşında atılan atom bombası Hiroşima ve Nagazaki'ye düşmüş ve yüz binlerce kişi hayatını kaybetmiştir.Bu yüzden atom bombası atıldığı tarih ve savaşta teslim olma tarihleri Japonya'nın ulusal yaş günüdür.

Ne Zaman Gidilir?

Japonya'ya gitme gibi bir fikriniz var ise sonbaharı geçirmemenizi tavsiye ederim.Yani ilkbahar ve sonbahar arası en güzel zamanıdır.Sakura'nın açtığı,çok güzel kokan,rengarenk kiraz ağaçların meyve verdiği zamandır.
Eylül ve Kasım arası da havaların yumuşak ve ılıman olduğu ve fazla soğuk olmadığı zamandır.

Japonya Mutfağı   

Japonya'nın herkesin tahmin edeceği gibi geleneksel mutfağın ana yemeği pilavdır.Kahvaltıdan tutun da akşam yemeğine dahil olmak üzere her öğün de pilav yerini alır.
Bir ada ülkesi olması nedeniyle balık türleri fazla bulunur.Japon mutfağı denince akla gelen sushi olu ama tempura,soba,sukiyaki,okonomiyaki,ramen vb. bir çok yemek çeşitleri ile zengin bir mutfağa sahiptir.
http://bilgedayi.blogspot.com.tr/

Japonların uzun yaşamalarının sırrı yemeklerin doğaya bağlı olduklarından dolayıdır.Mümkün olduğu kadar doğal özelliklerini bozmamaya çalışırlar.

Japonya da Konaklama 

Zamanınız kısıtlı ise,çeşitli oteller,Japon tarzı ryokan,pansiyonlar,aile konaklama evleri,kapsül oteller,ve motellerden yararlanabilirsiniz.
Eğer zaman sıkıntınız yok ve uzun süreli bir tatil düşünüyorsanız,yabancılar için yapılan evlerden yani garjin evlerinden bir yer kiralayabilirsiniz.Kiralama süreleri bir ay olarak hesaplanır ve diğer yerlere göre daha hesaplı olur.

Japonya Kültürü

Japon kültürünün en önemlisi kimono adlı giysidir.Kimono giyen Japonlar sihirli bir el değmiş gibi kibar davranışlar sergilerler.Kimono giysisinin farklılıkları vardır.Örneğin evli bayanlar kısa kollu kimono giyerler bekar bayanlar da uzun kollu kimono giyerler.20 yaşına basan kızlarda aile içinde bir kutlamayla kimono giyer ve 20 yaşını kutlarlar.
http://bilgedayi.blogspot.com.tr/

Japonlar sürekli sakin bir ruha sahip olup doğayla iç içe yaşamaya çalışırlar.
Dünyaca ünlü Japon çiçek süsleme sanatları Kado meşhurdur.
Japonya da kadın erkek ayrımı fazladır.Örneğin erkekler ve kadınların ayrı dilleri vardır.Yani erkekler ,erkeksi bir dilde konuşurken,kadınların bu dile ait kelimeleri ünlemeleri kullanmasını istemezler.

Japonya'da Ulaşım

http://bilgedayi.blogspot.com.tr/

Kara yolu,demir yolu ulaşımına göre daha az kullanılır.Yer altı trenleri ve süratları meşhurdur.Bunların yanı sıra deniz yolu ulaşımı da ada olduğu için gelişmiştir.Yaklaşık her limandan dünyanın her yerine seferleri vardır ve ticaretin bir çoğunu deniz yolu ile yapmaktadırlar.
Türkiye ile karşılıklı vize muafiyet anlaşması dolayısıyla Türk vatandaşları 3 aylık süre ile vizesiz ziyaret edebilirler.

28 Temmuz 2015 Salı

Organik Tarım

Organik Tarım

http://bilgedayi.blogspot.com.tr/
Organik Tarım Ürünleri

Organik Tarım nedir?

Organik tarım naturel deneyi bozmamaya yönelik,insana ve çevreye yararlı sentetik ve kimyasal ilaçların olmadığı bütün aşaması kontrollü bir üretim biçimidir.
Organik tarımda tabiatı ve tarım bölgelerini bozmadan,insanlarda olumsuz yan etkileri olmayacak biçimde sebze,meyve ve hayvansal ürünler elde edilir.
Organik tarım biçimi çağdaş tarım sektörünün varlığını red etmez.Organik tarım kesinlikle kimyasal ilaç veya gübre kullanılmadan üretilen tarım anlamına da gelmez.Organik tarım,geleneksel tarımla değerlendirildiğinde daha az tarımsal bulguların kullanıldığı ama daha çok biyolojik faktörlerin yer aldığı altarnetif bir tarım sistemidir.
Organik tarımı her ülke ve hatta her şehir kendi şartlarına göre üretmelidir.Organik tarım bir çifcinin kendi olanaklarından en üst seviyede faydalanmasını ve en az netice kullanılmasını sağlar.
Organik tarım da değişik bitkisel ve hayvanlar için değişik üretim çeşitleri vardır.Tarımsal üretimde,üretimle ilişkide tüm etkenler ve olaylar bir bütün şeklinde önemsenmeli ve organik tarımla uğraşan şahsın kendi kendine yeterliliği temin edilmelidir.
Tarımsal üretimle beraber açığa çıkan ve yakın çevreden temin edilen tarım maddelerin,diğer işletme girdilerinin çevreyi tehtit eden her türlü etkisi azamiye düşürülmeli yada bunlardan tamamen kurtulmalı.
http://bilgedayi.blogspot.com.tr/
Organik Tarım 

Toprağın iğleştirilmesi ve içerisindeki uzviyetlerin zarar görmemesi,beslenmesi gerekmeli,toprak sömürülmemelive saf verimlilik yükseltilmelidir.
Organik tarımın bir ürünün ekim yada dikimden sonra herhangi bir uygulama yapmadan kendi haline bırakılması ya da eskimiş bir işletmecilik şekline dönüş anlamına gelmez.
Organil tarımda üreticiler çağdaş tarım teknolojisinin temin ettiği tüm olanakları organik tarım felsefesi ve belirtilen olanaklar yönünde kullanmalıdır.
Doğa dostu tarım üretim şekli olan organik tarımda herhangi bir şekilde mevzuatta onaylanmayan yapay kimyasal,gübre,ilaç veya hormon kullanılmaz.Organik tarımda ürün adeti değil kalite önemlidir.Her türlü kaynaktan en azami şekilde yararlanmak amaçlanır.
Sertifikasyon kurumunun denetim çalışanlarınca denetlenir.Ürünlerin halka sunulması için sertifika alınması şarttır. 

16 Temmuz 2015 Perşembe

Ramazan Bayramı

Ramazan Bayramı

http://bilgedayi.blogspot.com.tr/


Ramazan bayramı,halk diliyle de şeker bayramına da gelen,en çok çocukların sevindiği büyükler içinde nerde o eski bayramlar dedirttiği,küslüklerin bitmesi için bir vesile olan,3 veya 4 gün resmi tatili olan,büyüklerin ziyaret edildiği,mezarlıklara uğrandığı ve örf ve adettimiz olarak her sene kutlandığı bir bayramımızdır.
Evet bugün ramazan bayramı saat 06:18 de okunacak olan ezandan sonra resmen başlamakta.
Bayram ezanı sonrası kahvaltılar yapıldıktan sonra öncelikle baba ve annelerimizin elleri öpülür ve ziyaretler için hazırlanılır.Küçüklerin daha çok heyacanlandığı bu bayramda önceden alınmış bayramlıklar giyilir ve komşu komşu gezilerek şeker ve para toplanır.
Resmi tatil olarak bu bayram arife günüyle birleşerek 4 gün olarak belirlendi.Tabi bu resmi tatil olduğu için bazı çalışanlarımıza tatil olarak sayılmaz ama onlara da bayram mesaisi işler.Bayram mesaisi olarak kişinin normal mesaisinin iki katı olarak hesaplanır.
Yukarıda da anlattığım gibi bayramlar nedense çoçukları daha çok sevindiriyor.Bunu kendimden ve çevremden yaptığım gözlemlerden söyleyebilirim.Büyüdükçe veya sorumluluklar arttıkça diyelim,bu bayram ne giyssem diye düşünen küçükler gibi olmuyor büyüklerin hesapları maddi olarak.
Bu sene 29 gün olarak tutulan oruç ve yaklaşık 17 saat gibi bir açlık susuzluktan sonra gelen bir bayramda dikkat edilmesi gerekenler:
Öncelikle yaz ayı olarak bakarsak bol bol su içmeliyiz.
Oruç ayının etkisi nedeniyle bünye metopolizması biraz zayıflamıştır.Metepolizmanın hızlandırmanın en kolay yolları yağlı yiyeceklerden uzak durmak ve bol bol su içmekten geçmektedir.
Şeker bayramı da olarak sayılan ramazan bayramında en çok şeker ve şekerli yiyeceklerin ikram edilir.Bu ikramları da geri çevirmek olmaz diye yemek mecburiyetin de hissedersiniz.Ama sağlığınızı düşünüyorsanız birazını geri çevirmeli ve dikkat etmelisiniz.
Sabah namazı sonrası bir aydır yapılmayan kahvaltıda fazla yağlı yiyeceklerden uzak durmalısınız.
Eğer dikkat etmezseniz vücuda fazla yüklenmekten kalp sıkışmasına kadar gidebilir.
Son olarak da kolorinin yakılması için birasz yürüyüş yaparsanız vücutun metopolizması kendini daha fazla çalışma hissi uyandırır.
Ramazan bayramı boyunca köprü giriş çıkışları ve belediye otobüsleri ücretsiz olacaktır.
Ramazan Bayramınızı kutlar güzel sağlıklı bir bayram geçirme dileğiyle…


26 Haziran 2015 Cuma

Zamanınızın Kıymetini Bilin

Zamanınızın Kıymetini Bilin

http://bilgedayi.blogspot.com.tr/


Zaman,görecelidir.Mühim olan,onu nasıl değerlendirdiğinizdir.Peki,ister işte ister özel hayatta hedeflerinize ulaşabilmek için zamanınızı nasıl doğru kullanabileceksiniz?

Şöyle bir etrafımıza baktığımızda dikkatimizi dağıtacak o kadar çok şey göreceğiz ki:Sms’ler,email’ler,çağrılar,ayaküstü sohbetler,saatlerce süren toplantılar,tweet’ler…Farkındaysanız sıra,omzunuzdaki iş yüküne gelmedi bile!Tüm bunlar gerçekten çok bunaltıcı ve yorucu;doğru düşünme ve karar verme,kendimiz için asıl önemli olanı yerine getirme becerimizi,isteğimizi sürekli tehdit ediyorlar.Oysa ki birkaç küçük değişikle en kıymetli hazinelerimizden biri olan zamanımızı doğru şekilde değerlendirebilir,iş ve özel yaşamımızdaki hedeflerimize ulaşabiliriz.

Liste tutun

Yapılacakları listeleyin.Maddeleri kendi içinde önemli önemsiz diye gruplayın.Önceliği,önemli yada acil olanlara verin.

Hedef koyun

Kendinize belirli hedefler koyun ve bunları gerçekçi ve yapılabilir olduğundan emin olun.Bunun için önce mevcut halinizi gözden geçirin,hangi hedeflerin sizin için önemli olduğunu ve hedefinize ulaşmak için ne yapmanız gerektiğini adım adım planlayın.

Önceliklerinizi belirleyin

Önceliğiniz,sizin için neyse o olsun.Unutmayın acil bir iş,her zaman önemli olmayabilir.

Ertelemeyin

Benjamin Franklin’in de dediği gibi asla bugün yapabileceğiniz bir şeyi yarına bırakmayın.Doğru zaman,şimdidir.

Teknolojiye hükmedin

Teknolojinin size hükmetmesine izin vermeyin,siz ona hükme din. Akıllı cihazlar,bizi her an ulaşabilir kılıyor.Her gün onlarca e-mail,facebook,sms’ler,twitter bildirimleri tarafından dürtülüyoruz.Yani dikkatimiz,sürekli tehdit altında.Yapılması gereken aslında çok basit:Hepsini kapatın ve işiniz bitene kadar kesinlikle açmayın.

Hayır demeyi öğrenin 

En son ne zaman ‘Hayır’ dediğinizi hatırlıyor musunuz?Kibarlıktan yada kaybetme korkusundan ‘Evet’ sözcüğünü bol keseden kullanıyoruz.Ama hedeflerimize ulaşmak için konfor alanımızdan çıkmak,gerektiğinde’Hayır’ demesini (patronumuza bile)öğrenmek zorundayız.
http://bilgedayi.blogspot.com.tr/

Kaybedilmiş bir gençlik kaybedilecek bir gelecek demektir.Ne yazık ki bu sözün doğruluğunu yaşıyarak anladım.Pek çok pişmanlığım var fakat en büyüğü geçmişte boşa tükettiğim zamanım.İnsan yaşı ilerledikçe zamanın kıymetini iyi anlamaya başlıyor.Küçükken geleceğimizi pek düşünmeyiz tıpkı o sıralarda yaşıtlarımızı olduğu gibi tek derdimiz eğlencedir.Ama artık büyüdük geleceğimizi düşünmemiz lazım.Bir söz vardır bilmem duydunuz mu Gencin gücü yaşlıda,yaşlının ise aklı gençte olsaydı keşkeler olmazdı.Yani o yaşlarıma geri döne bilseydim eminim bugün pek çok şey değişirdi.Sizde keşke dememek için zamanınızı iyi değerlendirin…

Sabit Durmak Zararlı

Sabit durmak zararlı

Sabit Durmak Zararlı

Mesai saatinin büyük bölümünü ayakta ya da PC başında oturarak geçirmek,dikkat edilmediği taktirde ciddi kas ve dolaşım rahatsızlıklarına neden olabilir.Acıbadem Fulya Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon uzmanı Prof.Dr.Selda Özçırpıcı,işi nedeniyle çoğunlukla ayakta duran ya da oturanların sıklıkla karşılaştıkları rahatsızlıkları ve bunlara karşı neler yapabileceğini anlatıyor.

Bütün gün ayaktayım diyenler

Mesai saatinin büyük bölümünü ayakta geçiren çalışanlarda en çok görülen fiziksel rahatsızlıklar nelerdir?

Bu kişilerde genellikle uzun süre ayakta durmaya bağlı olarak bel ve sırt ağrıları,bacaklarda ve ayaklarda ağrılar ve dolaşım bozukları gelişebiliyor.Bunun nedeni ayakta durmakla dirseklere ve bele binen yükün artması ve duruş bozukluğuna bağlı kaslarda kısalık,spazm gelişebilmesi.Ayrıca hareketsizlik ve sürekli aynı pozisyonda kalmaya bağlı olarak bacak dolaşımı da bozulur.Bacaklarda ve ayakta ağrı,şişlik oluşur.Ayak tabanında ağrılar gözlenebilir.

Uzun süre ayakta durarak çalışanlara işyerinde uygulanabilecek neler önerirsiniz?

Öncelikle ergonomiye dikkat edilmeli.Bu kişilerin yaptıkları işi uygun pozisyonda yapması ve ergonomik aletler kullanmaları,oluşabilecek rahatsızlıkları önleyebiliyor.Mutlaka belirli aralıklarda oturabilecekleri sandalyeler olmalıdır.Arada dinlenme periyotların olması ve bazı özel egzersizler yapılması da önemli.Burada en önemli unsur,sabit pos türü bozmak,30-45 dakikada bir pozisyon değiştirmektir.Uzun süre ayakta duranlara dolaşımı düzenleyici ayak-ayak bilek kas egzersizleri,bel-karın egzersizleri ve doğru duruşun öğretilmesi gerekiyor.Ayrıca iş ayakkabıların seçimi de çok önemli.Ayakkabılar mutlaka ortopedik,tabanı destekli,şok absorban ve ayak sağlığına uygun olmalı.

İş yeri dışında ne gibi egzersizler yapabilirler?

Özellikle alt ekstremitede dolaşımı arttırıcı kas egzersizleri yapılmalı.Ayrıca,bel-karın,bacak ve ayak kaslarını güçlendirici egzersizler ve germe egzersizleri önemlidir.İş sonrası bacakları yüksekte tutmak,dinlenmek,ayak bilek egzersizleriyle dolaşımı düzenlemek gerekiyor.Bu kişilere ayrıca duruşu düzenleyen egzersizler,yoga,pilates ve yüzme önerebiliriz.

Bütün gün PC karşısındayım diyenler

Mesai saatimin büyük bölümünü oturarak geçiren çalışanlarda en çok görülen fiziksel rahatsızlıklar nelerdir?

Bu kişilerde boyun,sırt ve bel problemleri sık görülür.Kas ağrıları,spazmlar ve bel,boyun fıtığı gelişebiliyor.Ayrıca sürekli aynı pozisyonda tekrarlanan hareketlere bağlı olarak omuzda,dirsek ve el bileğinde ağrılar gelişebiliyor(bilgisayar kullananlarda olduğu gibi).Sabit pozisyonda uzun süre oturmak bacaklarda da dolaşım bozuklukları ve kas ağrılarına neden olabilir.

Bu koşullarda çalışanlara iş yerinde uygulayabilecekleri neler önerirsiniz?


Masa yüksekliği ayarlanabilir olmalı,bel ve boyun desteği olan ortopedik sandalyeler kullanılmalı,sandalye yüksekliği ayarlanabilmeli.Ayaklar yere tam temas etmeli ve sandalye,kalça ve diz 90 derece olacak şekilde ayarlanmalı.Sandalyede kol destekleri mutlaka olmalı.Çalışanlar 30-45 dakikada bir kalkıp dolaşmalı ve bazı egzersizleri masa başında düzenli olarak yapmalı.Bunlar boyun,sırt ve bel egzersizleri olup hem duruşu düzeltiyor hem de kas gücünü arttırıyor.Ayrıca mutlaka her iki bacak için dolaşımı arttırıcı egzersizler yapılmalı.

İş yeri dışında ne gibi egzersizler yapılabilir?

Düzenli olarak yapılan aerobik egzersizler (yürüme,yüzme vb.) hem kan dolaşımını hem de kas gücünü arttırır.Ayrıca düzgün duruş için pilates ve yoga yapılması önemli.Yine dolaşımı düzenleyici egzersizlerin yapılması da alabilecek önlemler arsında yer alıyor.