hastalık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
hastalık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10 Eylül 2014 Çarşamba

Şeker Hastalığı



Şeker Hastalığı

Şeker Hastalığı


Yüksek tansiyon kadar sık görülen ve kontrol altına alınmadığı zaman benzer şekilde vücudunuza zarar veren bir başka hastalıkta diyabet yani şeker hastalığıdır.
Vücudumuzun işlevlerini yerine getirebilmesi için başlıca enerji kaynağı glikoz adı verilen bir tür şekerdir.Yediğimiz besinlerin tümü sindirim sistemimizde işlenerek glikoza dönüşür,kana geçer ve kandan hücrelere geçerek enerji olarak kullanılır.Glikozun hücreler tarafından kullanılamaması ve birikmesi sonucu kanda şeker düzeyleri yükselir.Bu durum diyabet yani şeker hastalığı olarak adlandırılır.Yükselmiş şeker düzeyleri özellikle damarlarda hasarlar oluşturur.Bazı kişiler şeker hastalığı gelişmesi açısındadır.Bunlar ailesinde şeker hastalığı bulunanlar,40 yaşının üzerindekiler,fazla kilolu olanlar,tansiyonu ve kan yağları yüksek olanlar ve 4 kg üzerinde bebek doğuran kadınlarda şeker hastalığı daha fazla görülür.
Şeker hastalığın belirtileri çok su içme,çok idrara çıkma,sık acıkma,aç kalındığında ellerde titreme,ter basması,çarpıntı, çabuk yorulma,yaraların geç kapanması ve sık infeksiyon geçirmesidir.Bu belirtilerin bir yada bir kaçı sizde varsa şeker hastalığı açısından risk altında olabilirsiniz.
Bir kişinin şeker hastalığı olup olmadığı açlık kan şekeri ölçülerek veya şeker yükleme testi yapılarak anlaşılır.Açlık kan şekeri 8 saat aç kaldıktan sonra sabah alınan kandaki şeker düzeyidir.Açlık kan şekerinin normal olması şeker dengesinin tamamen sağlıklı olduğunu göstermez.Bu nedenle yemekten 2 saat sonra ölçülen toplu kan şekerine de bakılması gerekir.Toplu kan şekeri ölçümü şeker yükleme testi ile yapılır.Şeker hastalarında kan şekerinin yüksek olması aynı yüksek kan basıncında olduğu gibi damarlarda hasara neden olur.Bu da kalbi,beyni,böbrekleri,gözleri yada bacakları besleyen damarları etkileyebilir.
Şeker Hastalığı
Şeker Hastalığı

Şeker hastalarında kalp hastalığı,kalp krizi veya felç geçirme riski yüksektir.Böbrek hasarı sonucu diyalize kadar giden böbrek yetmezliği gelişebilir.Gözlerde gelişen hasar sonucu bulanık yada az görme veya körlük meydana gelebilir.Şeker hastalığında sinirlerde de hasar görülür.Sinir hasarı el ve ayak parmaklarında,kollarda veya bacaklarda uyuşmaya,karıncalanmaya,halsizliğe ve yanma hissine neden olabilir.Sinir hasarı dikkat edilmeyen yaralar veya iltihap sonucu özellikle ayaklarda ciddi yaraları ortaya çıkarabilir.Bu yaralar ayağın yakut bacağın kesilmesine kadar çok önemli sonuçlar doğurabilir.
Şeker hastalığına bağlı oluşabilecek hasarları geciktirmek için öncelikle açlık ve tokluk kan şekeri ve bununla birlikte doktorunuzun ölçtüreceği Hemoglobin A1C laboratuvar değerinin kontrol altında tutulması gerekir.Bunun için kan şekerinizi sık sık ölçmelisiniz.Ayrıca doktorunuzun verdiği beslenme önerilerine uymalı,ideal kilonuzda kalmaya dikkat etmeli,spor yapmalı,ilaçlarınızı düzenli olarak kullanmalı,ayak bakımına dikkat etmeli,düzenli olarak göz muayenenizi yaptırmalı,kalbinizi ve tansiyonuz u düzenli olarak kontrol ettirmelisiniz.
Yüksek tansiyon ve şeker hastalığı ömür boyu devam eden hastalıklardır,ancak yaşam şeklinde yapacağınız değişikler ve ilaç tedavisi ile bu hastalıkların vücudunuzda yapacağı hasarları geciktirebilir,hatta önleyebilirsiniz.

Unutmayım sağlıklı bir yaşam sizin elinizde…

31 Ağustos 2014 Pazar

Sedef Hastalığı

Sedef Hastalığı

Tatlı su hayvanlarının kabuk içerisinde bütünleşen genellikle beyaz ve parlak olan iç kısmına sedef deriz.Sedef genellikle yumuşak bir bölge seçer kendine yani insan vücududa bir yumuşak bölge olduğu için bu bir hastalık yaratır ve adına da sedef hastalığı deriz.
Sedef hastalığı,yer hastalığı içerisinde sık görülebilen hatta Türkiye’de yaklaşık olarak 700.000 insanı etkilediğini ve hatta Dünya üzerinde de 125 milyon sedef hastalığına yakalanmış insan bulunmaktadır.
Genetik yatkını zemininde bir tetikleme ile ortaya çıkabilen bu hastalık ömür boyu sürebiliyor.Yani tetikleyici dediğimiz şeyleri kısaca özetlersek günlük hayatta kullanabildiğimiz ağrı kesicilerden,belli yaş gruplarının kullandığı tansiyon ilaçları,bazı romatizma ilaçları veya bir iltihaplı hastalık geçirdiğinizde bu tetikleme ortaya çıkabilir.
Genellikle stres ten geçen bu hastalık yüksek ateş gibi hastalıktan da kalıcı bir özelliği vardır.17 Ağustos döneminde evleri yıkılan yani bir çok stres yaşayanlarda görüldüğü gibi,boşanmalar sonucunda yaşanan stres,ciddi iş sıkıntısı çeken kişilerde,maddi sıkıntı yaşayan kişilerde görülebilir.Yani kısacası stres de çok fazla rastlanan bu hastalığa yakalanmanız için bir genetik yatkınlığınız olması gerekmektedir.
Sedef hastalığı,kadın erkek ayrımı yapmayan,nedenleri henüz tespit edilemeyen genellikle 20 yaşların sonuna doğru 28,29 yaşlarında oluşabilen hayat boyu devam edebilen genetik yapısında olan kişilerde daha çok görülen hastalık türüdür.

Cilde karışı travmalarda görülebilen örneğin bir böcek ısırığı sonrası fazla kaşımadan sedef hastalığı oluşabiliyor veya bir ameliyat geçirmiş kişinin dikiş bölgesi iğleşmeye başlayınca sedef hastalığı oluşabilir.Başta dediğimiz gibi nedeni bilinmeyen bir bir deri hastalığıdır sedef.
Canlı kırmızı renkte ve üzerinde kolayca dökülen kepeklemeleri olan keskin belirleyici bir sınırı olan bir hastalıktır.Büyüklüğü bir toplu iğne büyüklüğünde de olabilir bir el ayası büyüklüğünde de olabilir.Vücudumuzda herhangi bir yerinde oluşabilen ve en fazla görülen yerleri ise saçlı deriler,dirsekler,diz kapakları,kol ve bacakların dış yüzüdür.Bir tane de olabilir bin tanede olup vücudu da sarabilir.Son zamanlarda sedef hastalığı artık sadece bir deri hastalığı olarak görülmüyor.Genel bir bozukluğun,kiloda artışın,kan yağ düzenlerinin bozulması,bunların metobolik  bozukluklar göstererek kardivasküller dediğimiz kalp ve damar sistemi ile ilgili hastalık riskini artırır ve hastanın hayat sürelerini ciddi bakımdan kısaltabilir.
Sedef hastalığın bulaşıcı bir hastalık olmadığını hastanın sadece kendine zararı olduğu kanıtlanmıştır.
Sedef hastalığının tedavisi için;
Öncelikle geçici olarak uygun merhemler verilir.Eğer geçmezse hastanın birkaç seans ışık tedavisi yapılır.Tabi bu ışık tedavisi dediğimiz x ışınları değildir,zararsız güneş ışınları spektrumunda ultra biyole ışınları ile yapılan oldukça etkili ve emniyetli ama biraz zaman alıcı bir yöntemdir.
Hastanın bu seanslara gelecek zamanı yok ise orta derecede veya  şiddetli hap olarak ilaç tedavisi de uygulanabilir.
İlaç tedavisi yapılmadan önce kan belirtileri ölçülür,ilaç karşısında yan etkileri var ise hastayı bilgilendirilir.İlaçların yan etkileri karaciğer,böbrek veya diğer sistemlere olabilir.Bu yüzden ilaçları doktor tavsiyesi dışında kullanmamalıyız.