Makale etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Makale etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

17 Eylül 2014 Çarşamba

Adnan Menderes

Adnan Menderes
Adnan Menderes

Adnan Menderes Kimdir?

5 Ağustos 1946 tarihinde (46 seçimi) Demokrat parti bütün olanlara rağmen 62 milletvekili çıkararak bir patlama yapmış ve meclis de çok partili hayata geçmiştir. Resmi muhalefet sıralarında demokrat parti yerini almış oldu.Gündeminde ilk maddesi Cumhur başkanlığıydı.
Halk partisinin adayı milli şef İnönü iken demokrat partinin adayı Maraşal Fevzi Çakmak olmuştur.Oylama sonucunda milli şef İsmet İnönü yeniden Cumhur başkanı seçilmişti.Bu seçim sonunda milli şef sevinirken demokrat parti içerisinde huzursuzluklar baş göstermiştir.Bu huzursuzlukları Celal Bayar hemen müdahale eder ve bunları tasfiye eder.Ayrılanlar da Maraşal Fevzi Çakmak’ın liderliğinde kurdukları millet partisinde toplanırlar.Artık ülke yeni seçime doğru hızla ilerlemiştir.
1950 senelerinde ülke oldukça hareketli günler geçirmişti.Meclis seçimlerin yapılmasını istiyordu.İşte bu sıralarda eski başbakanlardan Recep Bekir’in ölüm haberi duyuldu meclisde.Olaysız geçmişti cenaze töreni ama milletin ikinci haberi Maraşal Fevzi Çakmak’ın ölümünü duymasızla olaylar başlamıştı.Bu olayların oluşmasıyla meclis de beyaz ihtilala adım adım adım gidiyordu.Millet sabırsızlıkla seçimi bekliyordu.
Her geçen gün CHP’in kan kaybederken demokrat parti ise kan tazeliyor ve her geçen gün güçleniyordu.
14 Mayıs 1950 sabahı 8 milyon seçmen oy için sandık başına geçti.Bu seçinde ilk gerçekleşerek gizli oy kullanılmıştı, yani her kez hür bir şekilde oy kullanmıştı.Bu seçimle 27 yıl iktidarda kalan iktidar parti CHP adeta çökmüştü.Demokrat parti ise 419 milletvekili ve % 53 oyla oy patlaması yaşamıştır.Millet ise ilk defa kendi isteğinin olması nedeniyle sevinç içerisindeydi.Ülke için yeni beyaz bir sayfa açılmıştı.
23 Mayıs 1950 Adnan Menderes ilk icraatını hemen 1932 yılında ezanı Türkçeye kanunu iptal etmekle başladı.Ezanın Arapça okunması bazılarını şok etmişti.Menderes ise bu tür kanunların üzerine gitmekte kararlıydı.Kararı meclis kabul etmişti ama o zamanın Cumhurbaşkanı Celal Bayar bunu onaylamıyordu.Onaylandığını anlayan Menderes tavrını sertçe koydu ve istifasını yazarak Mersin’e gitti.Sonuç olarak Menderes’in teklifini Bayar imzalamak zorunda kalmıştır.Menderes’de hemen geri dönmüştür.Ordu ise konuyu tartışmaya çoktan başlamıştı.İhtilal in ayak sesleri kışlalardan sokaklara kadar gelmekteydi artık.
Albay Talat Aydemir ihtilal günü olarak 29 Ekimi seçmişti.Törende devlet erkanı tutuklanacaktı.Demokrat parti seçimlerden galip çıkınca Aydemir’in planları suya düşer.Bu sefer devreye Faruk GÜVENTÜRK girer.İhtilal in fikirlerini de milli savunma bakanı Semih ERGİN’e açar.Bakana açık açık ihtilal in liderliğini teklif eder.Semih ERGİN   ‘Ben yokum ama isterseniz siz yapın’ der.Menderes ise bu hazırlığın haberini binbaşı Samet KUŞCU dan alır.Ama Menderes kararını verir ve dönüş yoktur,bunların cezasını verecekti.Dönüşü olmayan yollara ordu da çoktan girmişti.
Bütün bu olanlarda sonra 29 Nisan 1959 tarihinde Uşak’da milli şef İsmet İnönü 46 milletvekilini alarak yeni bir kurtuluş taaruzunu başlatmaya gelmiştir.Amaç bu defa demokrat partiyi yıpratmak ve ihtilal e zemin hazırlamaktı.Provakatörler ise yine her zaman olduğu gibi muhalefet saflarındaydılar.İnönü yü taşlayarak ve taşkınlıklar çıkararak, paşamız taşlanıyordu diye de bağrılıyor orduya davetiye gönderiliyordu.Bu arada da subaylar milli şef ile irtibata geçerek görüşmelerde bulunuyorlardı.
Ama ihtilal i kafasına koyanlar kendilerine bir lider arayışına çoktan girmişlerdi.Harekete geçerek arkadaşlarını kilit noktalara tayin etmişlerdi ve kilit noktalar ele geçirilmiş köşe başları tutulmuştu.İhtilal e yüzler dönmüştü artık.
18 Nisan 1960 tarihinde aldığı haberlerin doğruluğunu araştırmak ve ülkeyi bölmeye çalışan,ihtilal hazırlıklarını ortaya çıkarmak için Menderes tahkikat komisyonu kurar.
CHP liler bundan oldukça endişe ederler.En önemli açıklamayı ve orduya yeşil ışığı milli şef İnönü yakmıştı birkere.Milli şef  ‘Arkadaşlar şartlar tamam olduğu zaman milletler için ihtilal meşru bir haktır,bu yolda devam ederseniz ben de sizi kurtaramam’ der.Bu açıklama karşısında demokrat parti sert tepkiler gösterir.
28 Nisan 1960 tarihinde üniversite öğrencileri ayaklanır.Olayları dağıtmak için gelen orduya halk tezahürat da bulunur.Artık senaryoların taşları yavaş yavaş yerlerine oturuyordu.Halktan beklenen sempati görülmüştü.İhtilal ciler kendilerine lider bulmuşlardı, general  Cemal Madaroğlu.İşte bu hesaplar yapılırken tarihe 555K olarak geçen o meşhur miting.İşte o saatlerde Bayar ve Menderes havaalanı dan dönmekteydiler.Bir genç bağırır ve Menderes in yakasına yapışır.Menderes in ne istiyorsunuz sorusuna karşılık genç hürriyetimizi istiyoruz cevabını verir.Bunu üzerine Menderes gence dönüp evladım koskoca bir başbakanın yakasına sarılmışsın bundan daha iyi hürriyet olur mu der.Artık kim ne derse desin ihtilal bugün yarin kapıdaydı.Menderes e kendilerine bağlılıklarını bildiren genel kurmay başkanı ve 20 generalin sözleriyle rahattı.
Gece baskını için kışlalarda harekete geçilmişti.Kararları ise vermişlerdi,devlet bu devletten sürgün edilecekti.27 mayıs gece yarısı ihtilal yapılmış ordu kışlasından çıkmış ve Ankara’nın boş caddeleri tanklarla dolmuştu.
Başbakan menderes Eskişehir’deydi.Ankara’da bütün kilit noktalar ele geçirilmiş ve sıra radyoya gelmişti.Radyoda Alparslan Türkeş  ’Dün gece yarısında itibaren bütün Türkiye’de memleketin idaresini ordu ele almıştır,Bu hareket silahlı kuvvetimiz sayesinde kansız başarılmıştır’ demiştir.
Eskişehir’den Menderes Ankara’ya ulaşmaya çalışır ama nafile.
Askerler Çankaya’nın da etrafını sarar ve dönemin Cumhurbaşkanı Celal BAYAR’ a 45 dakika içerisinde teslim olması söylenir.Bayar bir an direnmeye karar verir ve cebindeki önce onlara sonra kendine doğrultur.Sabah saat 05:30 u gösterirken tüm general Burhanettin Uluç ‘un Çankaya köşküne girerek Cumhurbaşkanını alırlar.

Menderesi de Eskişehir’den Kütahya’ya giderken yakalarlar ve Ankara’ya getirirler.Artık sabah olmuş on yıllık iktidar devrilmiş,ülkenin ve başına siyaset yapma yasağı bulunan ve siyasetten uzak yaşaması gereken ordu geçmişti.Gazeteler ise gelene ağam gidene paşam çekiyorlardı.Dün Menderesi alkışlayan halk şimdide orduyu alkışlayarak şimdiye kadar nerdeydiniz diyordu.
İktilalin başına İzmir'den Cemal GÜRSEL getirilir.Cemal GÜRSEL'in ilk işi milli şefi aramak olur.
Cumhurbaşkanı,başbakan,bakanlar ve bütün demokrat partili milletvekilleri Yassı adaya çıkarılır.Süngülerle çıkarılan adaya kimse ne olacağını tahmin edemiyordu.Bunların kalbi sızlarken ihtilalciler bunlara bir isim bularak 'düşükler' demişlerdi.Ada komutanı ise yarbay Tarık GÜLYAY'dı.Bazı demokrat partililer daha önce cezalı erlerin kaldığı küçük ve küf kokan yerlere konurken Menderes,Bayar ve arkadaşları tek kişilik hücrelere konmuşlardı.Yarbay GÜRYAY odalara dinleme cihazlarını önceden yerleştirmiştir.Acılarını bile dile getirmeleri suç sayılıyordu.Hiç kimse ile görüştürmüyorlardı artık en büyük ceza olan yanlızlıkla baş başa kalmışlardı.
27 Mayıs ihtilali özel olarak hazırladığı mahkemede yargılanan ve 9 ay 27 gün süren bu mahkeme sonucunda aralarında Menderesin de bulunduğu 14 kişinin idamına,31 kişinin mühebbet hapsineve geri kalan 418 sanığında 6 ay ile 20 yıl arasında cezalandırılmasına karar verilmiştir.
17 Eylül 1961 de sağlık muayenesine götürüp saat 14:30 sıralarında dönemin başbakanı Adnan MENDERES'i idam etmişlerdir.

1 Eylül 2014 Pazartesi

Başarıya Giden Yol

Başarıya Giden Yol

Başarıya Giden Yol

Başarı dediğimizde ne anlarız?Her hangi bir işte takdir edilmesi,övülmesi,konuşulması demek kişinin o işte başarıyı elde etmiş demektir.Aslında başarı bir kişinin tek başına yapabileceği bir iş değildir.Muhakkak birileri de vardır işin içinde.Yani başarıyı birilerini kötüleyerek,birilerinin üstüne basarak elde ettiyseniz korkun.Çünkü bu bir başarı değil geçici bir sevinç dir.
Başarıyı yakalamak liderlik koltuğuna tek başına oturmak değildir.Başarı dediğimiz bir işi planlı bir şekilde birilerini yönetmek ve o kişilerinin de başarıda bir paylarının olduğunu onlara hissettirmektir.Eğer pintilik yapar bu işi ben yaptım ben başarılı oldum diye düşünürseniz muhakkak kaybedeceğinizi bilmelisiniz.
Başka insanlardaki başarı tohumlarını bulabilmek;kararlılık,azim,ve başka insanlara odaklanabilme arzusunu gerektirir.Karşınızdaki insanın,becerilerine,mizacına,tutkularına,başarılarına,mutluluk kaynaklarına ve imkanlarına dikkatle bakmalısınız.Bu tohumu bulmanızın ardından,cesaret vererek onları gübrelemeniz ve sulamanız gerekir.Bunu yaparsanız,karşınızdaki kişi gözlerinizin önünde çiçek açıp size meyvesini verecektir.
Sıradan bir insan,başarı kavramından sizin anladığınızı anlamayabilir.Yani amacınızı bilmeyi,kendinizi geliştirerek potansiyelinizin zirvesine ulaşmayı ve iyilik tohumları ekmeyi.Sıradan insanın amaçları,bir hedefe ulaşmak veya komşusundan daha çok mal sahibi olmaktır.Oysa siz,başarının bir yolculuk olduğunu bilen biri olarak,elinizdekileri en iyi şekilde değerlendirmeye çalışırsınız.
Kimileri,’başarılı olabilirdim’ diye düşünürler.Benim böyle bir fırsatım olmadı.Zengin bir ailem,en iyi okullara gidecek param yoktu.Başarıyı,elimizdekileri nasıl kullandığımızla ölçersek,böyle şeylere boş yere üzülmeyiz.Elimizdekileri değerlendirmenin en önemli boyutlarından birisi de insanlara yardım etmektir.Değerinizin gerçek ölçütü,başarınızın başkalarına sağladığı yarardır.
İnsanların,çevrelerindeki diğer insanları yetiştirememelerinin bir nedeni de,bunu nasıl yapacaklarını bilmemeleri olabilir.İnsanları yetiştirmek,okulda öğretilen bir şey değildir.Eğitim fakültesinde okumuş olsanız bile,bilgilerinizi bir gruba aktarmak üzere eğitim almışsınızdır.Tek bir insana eğitmek ve onun hayatına katkıda bulunarak,daha üst düzeylere yükselmesini sağlamak üzere değil.
İnsanlar yetiştirmek ve başarılı olmalarına yardımcı olmak istiyorsanız,onlara kuru bilgiden fazlasını sunmak zorundasınız.Aksi halde,işe yeni giren bir kişi,işin nasıl yapıldığını anlar anlamaz başarılı olabilirdi.Ya da her çocuk,okulda öğrendikleri sayesinde başarıya ulaşabilirdi.Oysa bilgi,otomatik olarak başarıyı getirmez.Söz konusu olan bir insan olduğu içindir ki,başarılı olabilmek için karmaşık bir süreç gerekir.Bununla birlikte,insanlarla ilgili bir takım temel kavramları anlamanız,insanları yetiştirme becerisini geliştirmenizin kapılarını açacaktır. 

19 Ağustos 2014 Salı

Nil Nehri

Nİl Nehri

Nil Nehri

Bundan yaklaşık 15 milyon sene önce yeryüzünde gerçekleşen tektonik plaka hareketleri doğu Afrika'da büyük bir platonun yükselmesine neden olmuştur.Bu plato yaklaşık 965 kilometre çapında ve yaklaşık 1610 metre yüksekliğindeydi.O aşamada bölgede ne bir bu kadar büyük bir göl ve de kuzeye doğru giden güçlü bir nehir vardı.Plato yükseldikçe yan tarafında çatlamalar oldu.Yeryüzünde oluşan bu çatlaklıklar şimdiki adıyla Afrika yarık vadisini oluşturdu.
Bundan 12 milyon sene kadar önce ay dağları vadinin batıda kalan kolunun yakınlarında bir blok halinde yükselmeye başlamış ve de bundan 8 milyon sene önce yarıktaki vadiler su dolmaya başlamış.
Sonra bundan 1 milyon sene önce bu olağanüstü platonun merkezi biraz alçalmış,su ile dolmuş ve  Viktorya gölü oluşmuş.
Son buz devrinin son aşamasında eriyerek geri çekilmenin buzulların serbest bıraktığı su nedeniyle yeryüzü tarihinin çok nemli bir dönemi başlamış.Göller binlerce sene su ile dolmuş ve yaklaşık 13 bin sene önce Viktorya gölünden boşalan su kuzeye yönelerek Nil nehrini oluşturmuştur.
Nil nehri batıda Albert gölüne ulaşarak güç kazandı ve kuzeye doğru akmıştır.Sudan düzlüklerine girmeden önce kendine yüzlerce millik bir alan oluşturdu ve kuzeydeki çöllere vardığında güçlü ve devamı kesilmeyen bir nehir olmuştu.Sonunda da mavi Nil nehri ile birleşerek Mısır çölüne su ve topraktan oluşan değerli bir nimet oldu ve Mısırda yeni bir uygarlık kuruldu 7 bin sene sonra.

Şimdi Afrika deyince ilk akla gelen Nil nehri oluyor hafızalarımızda.6.650 km uzunluğunda bulunan Nil Nehri Afrika'nın doğusunda yer almaktadır ve güneyden kuzeye doğru akmaktadır ve dünyanın da en uzun nehridir.
Yaklaşık 1740 mil iki havzaya sahiptir ve buna göre yaklaşık 4.350 mil iki havzaya sahip olması Amazon dan sonra 3. büyük havzaya sahip nehirdir.Bu bakımdan geçtiği ülkelere hayat verir ve turizm,tarımsal alan,arkeoloji açısından da ilgi çekicidir.
Afrika'nın % 10 u kaplayan bu göl  güneyden kuzeye üç ana kol ile akar.Bunlar Beyaz Nil Nehri,Mavi Nil Nehri ve Atbera Nehridir.


Mısır halkına bu mucizevi nehir sayesinde elektrik üretimi için baraj yapılmış ve tarımsal alan olan yaklaşık 1500 km uzunluğunda ve 10 km genişliğinde bir tarım alnına su vermesi gibi önemli görevleri vardır.

16 Ağustos 2014 Cumartesi

Solucan Gübresi

Solucan,özellikle yağmurlu havalarda görülen kurak havalarda ise toprağın altına inen sürüngen bir hayvan türüdür.Çürümüş maddelerle beslenen bu hayvan yaklaşık olarak 3 ile 6 sene kadar yaşamlarını sürdürürler.
Zamanlarının çoğunu toprak altında geçiren bu hayvan genellikle 10 cm boyunda olurlar lakin bunların 15 metreye kadar gelişmişleri de vardır.Yaklaşık olarak Dünya'da 1800 ile 2000 arası solucan türü mevcuttur.
Solucan Gübresi
Solucanlar yedikleri çürümüş toprak bitkilerinden veya hayvan pisliklerinden kendilerine has gübre üretirler.Ülkemizde fazla tanınmamış bu gübre çeşidi diğer kimyasal gübrelere oranla taneli bitkilerde buğday,ayçiçeği,mısır gibi %30 veya %50 verim artışı diğer bitkilerde ise patates,soğan,turp,havuç gibi bitkilerde ise %40 ile %70 arasında verim artışı görülmüştür.Aslında çiftçimizin çok kolay yetiştireceği bu solucan tarlada kalan atıklarla ve ahırından çıkan pisliklerle yetişir ve gübre maliyetini sıfıra indirebilir.
Solucanlar ilk önce hazırlanan havuzlara yataklama yapılarak atılır,daha sonra üstüne organik çürümüş atıkları atılır bu da yaklaşık bir yıl içinde solucan gübresine dönüşür.
Kırmızı california solucanı olarak bilinen lumbricus rubellus Amerika Birleşik Devlet'lerinin california eyaletinde laboratuvar ortamında üretilmiştir.
Bir california kırmızı solucanı bir günde yaklaşık olarak kendi ağırlığı kadar gübre yapar.Diyelim ki havuzumuzda 100.000 solucanımız var bu 100.000 solucan bir senede yaklaşık 25 ton gübre üretir.
Ülkemizde başta da dediğimiz gibi bu gübre yaygınlaşmamıştır lakin bu gübreyi üretirsek erozyondan ve verimsizlikten kurtulabiliriz.
Bulgaristan topraklarının %70 i beyaz bayrak bölge yani bir başka değişle organik bölgedir.Ülkemizde beyaz bayrak olarak gösterebileceğimiz bölge nerdeyse kalmadı,her taraf kirlenmiş bir şekilde.
Solucan gübresini yeterli miktarda üretip kullanırsak bizde aynı ölçüye ulaşırız.
Bulgaristan'da üretimin fazla olması sebebiyle bir ton gübrenin fiyatı bulgar parası ile yaklaşık 240 leva yani bizim paramızla 240 TL olarak da söyleyebiliriz.Lakin ülkemizde solucan gübresinin tonu 2000 liraya kadar yükselmiştir buda fazla üretenin olması demektir.