23 Ağustos 2014 Cumartesi

Mide ve 12 Parmak Ülseri

MİDE ve 12 PARMAK ÜLSERİ

Mide ve 12 Parmak Ülseri
Mide ve 12 parmak ülseri


Zamanımızda, kadın - erkek, genç - yaşlı pek çok kişide ülser rastlanmaktadır. Ülser, midenin iç yüzeyinde, ufak veya geniş bi kısımda arızalanmadır. Bu kısımda mide kendi iç yüzeyini kon yan sümükvari salgıyı yapamaz ve mide içinde hazım için salgıl: nan asit ve fermentlar bu anzalı kısmı yakar, ağrı yapar ve yava: yavaş 'o kısmı eritmeye hatta kansere kadar sürükler.

ÜLSERİN SEBEPLERİ

Midenin ülserli kısmının, sümükvari salgıyı yapamaz hale g€ meşinin çeşitli sebepleri vardır, bunların en önemlileri:
1. Mide'de asit fazlalığının uzun süre devam etmesi: Mide’< asit fazlalığının veya yanmanın uzun süre devam etmesi ülsere r den olur.
Bunun için (asit fazlalığı ve yanma) kısmına bakınız, bunl vakit geçirilmeden giderilmelidir.
Zamanında tedavisi yapılmayan gastrit zamanla ilerler, i sere yol açar. (Gastrit) kısmına bakınız.
Midenin bir kısmı zayıf düşer ve sümükvari koruyucu mt deyi ve hazım için asidi çıkartamaz olur, midenin diğer kısım rında meydana gelen asit bu zayıflamış kısmı yakmağa, tahriş meğe başlar. Bu halde önce ülser, aşağıda vereceğimiz çarele tedavi edilmeli, sonra tüm mide kuvvetlendirilmelidir. (Mide i yıflığı’na bakınız.)
Sinir gerginliği, işyeri sıkıntısı, aile geçimsizlikleri, kor ve endişe, asab bozucu devamlı gürültü gibi sinir sistemini yıp tan olaylar tüm salgı bezelerinin ve bu arada mideyi ve 12 parır bölgesini de etkiler ve salgı dengesi bozularak ülsere zemin hazır!

Mide ve 12 Parmak Ülseri
mide ve 12 parmak
 
Mide ve 12 Parmak Ülseri
Mide



Sinir bozucu ve yıpratıcı olaylar ortadan kaldırılmalı, aksi hal­de tüm vücutta mide rahatsızlıklarından başka diğer pek çok has­talıklar da başgösterir.
Devamlı ve fazla miktarda alkol, sigara, çay, kahve, şeker ve şekerli yiyecekleri yeme de ülsere yol açar. Bu maddeler fazla kullanılmamalı ve hele ülser başlamışsa tamamen bırakmalıdır.
Aspirin, Salisilik asit, İyot, Sülfamit ve diğer bazı ilaçlan fazla kullananlarda da ülser çok görülür, bunlar mide iç yüzeyini yakarlar. Bu nevi ilaçlar sık sık ve fazla kullanılmamalı ve hele üşer başlamışsa hemen kesmeli, hiç almamalıdır.
Karaciğer yetersizliği ve safra azlığı, orta ve ileri yaşlar­daki kimselerde çok olur ve midede asit yapılı olan gıda maddeleri yeterli safra olmadığı için bazik hale getirilemez, mide ve 12 par­mak kısmını yakarak üsere sebep olur. Karaciğer güçlendirilmeli- dir. (Sağlık - 1 kitabımıza bakınız).
Kalp rahatsızlığı nedeniyle dolaşım yetersizliği olur, bu durum vücutta çeşitli arızalar yanında mide ülserine de sebep ola­bilir. Tüm vücudun sağlıklı kalmasında kalbin önemi büyüktür.
Vücutta hormon dengesinin bozukluğu da ülsere yol aça­bilir. Mütehassıs bir hekim tarafından bu dengesizlik giderildiğin­de, ülser de iyileşir.
Yeterli ve dengeli proteinli gıda alamayanlarda da ülser çok görülür. Dengeli beslenmeye, hele ülser olduktan sonra daha çok dikkat etmelidir.
Sık sık çok sıcak yemek yiyen veya çok sıcak şeyleri içen­lerde, dil yandğı gibi midede de yanmalarolur ve bu yanmalar sık sık tekrarlandığında günün birinde ülsere çevirir. Tüm yiyecek ve içecekler ılık olmalıdır.
Bazı kimselerde, bazı vitaminlerin devamlı alınamaması (kuru ve konserve yiyeceklerin fazla alınması gibi), ekzamalara ve midede ülsere yol açabilir. Yaz, kış basit yollarla vitamin ihtiyaç­ları karşılanmağa çalışılmalıdır.
12 parmak ülserinin olmasında yukarki etkenlerden başka, şu etkenler de önemli rol oynayabilir :

Midede hazım asit bir ortamda oluşur ve 2 - 3 saat sürer hazım sonunda gıdaların asilliği giderilerek 12 parmak barsağım itilir. îşte midede daha hazım bitmeden, öğün harici yenilecek bir şeyler veya,
Çalışma yerinin, muhitin aşırı ve devamlı sıcak olmas veya et, hamurişi gibi fazla susuzluk veren şeyleri devamlı ve fazî; yeme, acı baharatları fazla kullanma gibi sebeplerle aşırı susuzlu! hissetme ve daha midede hazım bitmeden sık sık çok su içme sc nucu midede henüz işi bitmemiş ve asit yapılı gıdaların 12 parma] barsağma sürüklenmesine yol açar ve orada sık sık yakma, dok yısiyle ülsere sebep olur. Ülserin sıcak muhitlerde en baş sebeb budur.
Su ihtiyacı iki yemek arası saatlerde giderilmeli, mide dol iken ve hazım bitmeden ne yeniden birşeyler yemeli ve ne de ço su veya bira vs. içmemelidir.
12 parmak barsağma kâfi safra akıtılamazsa veya panl reas bezesi salgıları yeterli ohnazsa, bu da ülsere yol açar. Vars karaciğer ve pankreas tembelliği giderilmelidir.

MİDE ve 12 PARMAK ÜLSERİ BELİRTİLERİ

Midede ülser ve diğer arızalanmalar kolay kolay olmaz, mid uzun süre kendisini korumağa ve hataları gidermeye çalışır. Fak: yukarıda saydığımız ülser yapıcı hareketlere bilerek veya bilmeyi rek inatla uzun süre devam edildiğinde, bir süre sonra mideni direnci kalmaz, ufak veya büyük bir kısmı ülser olur ve bir gü mide bu rahatszlığım açığa vurur. Genellikle ülser tek bir sebepte olmaz, yukarıda saydığımız sebeplerin biri veya birkaçı bir araç olur. Buna göre de hastalık hafif veya ağır şekilde ortaya çıkar.
Ülser önceleri şu belirtilerle kendini belli eder :
Midede ekşime ve sık sık ağıza kadar ekşi suyun gelme:
Midede ağırlık, hazımsızlık ve yanma olur. Bu hazımsız ğın asıl nedenini anlamadan, bu devrede Pepsin fermentine ha (midenin salgıladığı ferment) hazım ilaçları almak çok hatalı ol: ve ülserin daha çabuk ilerlemesine yol açılmış olunur.
Ağzın pek tadi yoktur ve sabahları dilin üzeri paslanır.
Hastanın rengi soluk - sarıdır.
Midenin üst hizasında karna bastırılınca acıma hissedilir. Bu ilk belirtilere aldırış edilmezse, bir gün;
Yemeklerden 2-3 saat sonra veya gece, dayanılmaz bir mi­de ağrısı başlar, midenin son kısmına doğru (safra kesesi hizasın­da) olan kısımda başlayan sancı sırta doğru yayılıır. Bu sırada kusma olabilir ve çıkartılan maddelerle birlikte kırmızı temiz kan da kusulur. Bazen kan gaita ile çıkar ve pislik üzerinde katran gibi olur.
Hastada baş dönmesi ve terlemeler olur. Kanama ve sancı ile ülserin ileri devreye geldiği anlaşılır.
İlkbahar ve sonbaharda ülser azgınlaşır, ağn ve kanama­lar yapar.,
12 parmak ülserinde, yemeklerden 4-5 saat sonra, göğüs boşluğu hizasında ağrı hissedilir ve safrakesesi iltihabı sanılır. Ayrıca sabahları yine bu bölgede ağrı olur, bazen kusma yapar, kusma ile saf, temiz su çıkartılır.
Mide-ve 12 parmak ülserinin hakiki teşhisi hastanelerde ve mütehassıs doktorlarca yaplır ve ülserin durumuna göre bazan ameliyata gidilebilir. Ameliyattan sonra yine ülser yenileyebilir, ülser yapan sebepler ortadan kaldırılmalı ve sağlıklı beslenme ka­idelerine riayet etmelidir.
Mide Kanaması ve Giderilmesi 

Kalbin İc Yapisi

KALBİN İÇ YAPISI 1


Akciğer arasında mediastinum medium’da lokalizelidir.

Apex cordis

Sol ventrikül’ünkoni şeklindeki ucudur.

Facies diaphragmatica (facies inferior)

Başlıca sağ ventrikültarafından oluşturulur.3-6 kıkırdak kaburgalardan ve corpus stemi’den ayrılır.

Facies diaphragmatica (facies inferior)

Basis cordis (facies posterior)

Büyük bölümünü sol atriyum,küçük bir bölümünüde sağ atriyum yapar.5(6)-8(9) torakal vertabraların önündedir.Arkasında;sinus abliquus pericardii,oesophagus ve aorta thoracica vardır.Basis cordis,sulcus coroarius ile diyafragmatik yüzden ayrılır.Oesophagus,basis cordis’in arka yüzünün komşuluk yaptığı primer anatomik yapıdır.Vv.pulmonales’ler,v.cava superior ve v.cava inferior,basis cordis’te atriyumlara açılır.

Sulcus coronarius(sulcus atrioventricularis)


Dıştan atriyumlarla ventrikülleri ayıran bu oluk içinde,koroner arterlerin ana gövdeleri ile sinus coronarius vardır.

Kalbin İc Yapisi
Kalbin Alt Arkadan Görüntüsü

ATRIUM DEXTRUM

İç yüzünde görülen kaslara mm.pectinatiadıverilir.Bu kaslar,crista terminalis’ten başlayıp,auricula dextra’yı oluşturur.Aurikuladaki pektinat kaslardan birisi diğerinden daha büyüktür ve taenia sagittalisadı ile bilinir.
Embiriyonel hayattaki foramen avale’nin kapanması ile oluşan fossa avalis,ostium venae cavae inferioris’in üstünde ve solunda,septum interatriale’dedir.Fossanın kenarı kabarıktır ve limbus fossa ovalisadı ile bilinir.
Sağ atriyum’un iç yüzünde;v.cava superior,v.cava inferior,sinus coronarius,vv.cardiacae anteriores ve vv.cardiacae miniae’lerin ağızları vardır.

OSTIUM ATRIOVENTRICULARE DEXTRUM

Kalpteki en büyük kapak ostiumudur.Dördüncü ve beşinci interkostal boşluklar seviyesinde,corpus stemi’nin arkasındadır.Sağ atriyum’u sağ ventrikül’e birleştiren bu deliği,sistol sırasında valva atrioventricularis dextra (valva tricuspidalis) isimli bir kapak kapatır.Bu kapağın cuspis anterior,cuspis posterior ve cuspis septalis denilen üç küspisi vardır.En büyük olanı cuspis anterior’durKüspisler,endokardiyum’un bir reduplikasyonudur ve her iki tarafı endokardiyum yapısındadır.Küspislerinventriküle bakan yüzlerindeki çıkıntılara,chordae tendineae denilen fibröz iplikçikler tutunur.Chordae tendineae’lerin diğer uçları ventrikülde bulunan papiller kaslara tutunur.
Chorda tendineae’lerin fonksiyonu,küspisleri desteklemek ve ventrikül sistoli sırasında küspislerin atriyumlara dönmesini önlemektir.Küspislerin bazizleri,ostiumu kuşatan anulus fibrosus dexter’e tutunur.

VENTRICULUS DEXTER

Sternum’un tam arkasındadır.İç yüzündeki kas kabarıntılarına trabecules carneae denir.Pektinat kasların kalınlaşması ile oluşur.
İç yüzünde görülen crista supraventricularis,triküspid kapak ile pulmoner kapağı ayıran kalın bir kas kabarıntısıdır.
Ventrikülün sol ve arka duvarını,septum interventriculare yapar.Septumun büyük bölümü muskülerdir.Yaklaşık,1 cm lik üst parçası membranözdür ve septum interatriale’nin alt parçasıyla komşudur.Membranöz parça triküspid kapağın septal küspisinin tutunması ile atriyoventrikülerve interventriküler olarak ikiye ayrılır.Sol vetrikül ,sağ ventrikül’den,sağ atriyum da sol atriyum’dan daha büyük olduğu için,membranöz parçanın bir bölümü sol ventrikül ile sağ ariyumarasında yer alır ve atriyoventriküler parça olarak bilinir.Membranöz parçanın geriye kalan bölümü ventiriküller arasındadır(interventriküler parça).
Ventrikülün,ostium trunci pulmonalis’in altında kalan bölümü düzdür.Conus arteriosus (infundibulum)denilen bu bölüm,pulmonal kapağın küspislerini destekler.
Septum interventriculare ile m.papillaris anterior arasında uzanan kas kabarıntısına trabecula septomarginalis (moderatör bant,m.Leonardo da Vinci kordu) adı verilir.Ventrikülün septal yüzünü ve m.papilaris anterior’u destekleyen bu oluşumu içinde,kalbin ileti sistemi ile ilgili lifler bulunur.
Sağ ventrikül’de m.papillaris anterior,m.papillaris posterior vem.papillaris septalis (medialis) denilen üç tane papiller kas bulunur.Papiller kaslar,trabeculae carneaekalınlaşmalıdır.M.papillaris anterior,en büyük olanıdır.

Kalbin İc Yapisi
Sağ Ventrikül'ün İçten Görünüşü

OSTTIUM TRUNCI PULMONALIS

Conus arteriosus’un yukarısındadır.Ostium atrioventriculare dextrum’un da yukarısında ve solundadır.Diastolde bu deliği valva trunci pulmonalis denilen kapak kapatır.Pulmonal kapağın;valvula semilunaris dextra,valvula semilunaris sinistra ve valvula semilunaris anterior denilen üç tane yarım ay şeklinde valvulası vardır.

Kalbin İç Yapısı 2

Hint Güzeli Nasıl Olunur

Hint Güzeli Nasıl Olunur

Hint Güzeli Nasıl Olunur
Hint Guzeli

Hindistan güzellerinin sırlarını biliyor musunuz?Sizin için ben araştırdım.
Bazen karşınıza hint kınası ile çeşitli değişik dövmeler yaparak çıkarlar bazende doğal bitkilerin yardımı ile ciltlerini pürüzsüz yapmış bir şekilde çıkarlar.Ama şu bir gerçek ki hint güzelini bütün Dünya'ya duyurmayı başarmışlar.
Bu güzelliğin sırrı tamamen doğal bitkilere dayanmaktadır.Doğal bitkileri öğüterek veya çerez diye adlandırdığımız fındık,fıstık gibi yemişler cildinizi yumuşatan yemişlerdir.
Hintli bayanlar güzelliğin sırrını şöyle açıklıyor;

  • Doğal bir görünüm kazanması için günü birlik ve taze olan doğal bitkilerden kullanmalıyız.  
  • Cildi yatıştırması için bir kap dolusu doğal gül suyu ile yıkamalıyız.
  • Cildimizi bu kadar pürüzsüz yapan tatlı doğal badem yağıdır.
  • Fazla sıcak olmayacak pirinç suyu ile yüzümüzü yıkamak günü birlik.
Pirinç suyunda yani pirinçde, magnezyum,B vitamini ve bakır gibi yararlı maddeler bulunur.Her gün ılık pirinç suyu ile yüzümüzü yıkarsak yüzümüzün parladığını görürüz.

  • En önemli olarak ta cildinize bitkisel doğal yağlarla olarak günlük bir masaj yapar şekilde yedirilmesi
Bu maddeleri günü birlik uygularsanız sizde bir hint güzeline dönüşebilirsiniz.
Bildiğimiz üzere Hindistan  hint kınasıyla meşhur olduğu gibi de hint masajı ile de meşhurdur.
Hint Güzeli Nasıl Olunur
Hint Güzeli Nasıl Olunur


Hint Masajı;

  • Sağ ve sol elinizin yüzük ve orta parmağınızla kaşınızın tam ortasına gelecek şekilde yerleştiriniz ve diğer kalan parmaklarınızı gözünüzün etrafına dağılacak şekilde yerleştirin ve beş altı kez masaj yaparak ovalayın.
  • Sağ ve sol işaret parmağınızla burnunuzun başlangıç noktasına yani burun kemiğinize masaj yapar şekilde üç beş kez ovalayın.
  • Burnunuzun geriye kalan kısmını yani burun deliklerinize kadar olan bölümü sağ ve sol elinizle masaj yapar şekilde ovalayın.
  • Ve son olarak ta gözlerinizi kapatıp elinizin iç kısmını sağ ve sol olmak üzere yanağınıza yerleştirip kulaklarınıza doğru bastırarak üç beş defa genişletirirseniz hint masajınızı tamamlamış olursunuz. 

19 Ağustos 2014 Salı

Nil Nehri

Nİl Nehri

Nil Nehri

Bundan yaklaşık 15 milyon sene önce yeryüzünde gerçekleşen tektonik plaka hareketleri doğu Afrika'da büyük bir platonun yükselmesine neden olmuştur.Bu plato yaklaşık 965 kilometre çapında ve yaklaşık 1610 metre yüksekliğindeydi.O aşamada bölgede ne bir bu kadar büyük bir göl ve de kuzeye doğru giden güçlü bir nehir vardı.Plato yükseldikçe yan tarafında çatlamalar oldu.Yeryüzünde oluşan bu çatlaklıklar şimdiki adıyla Afrika yarık vadisini oluşturdu.
Bundan 12 milyon sene kadar önce ay dağları vadinin batıda kalan kolunun yakınlarında bir blok halinde yükselmeye başlamış ve de bundan 8 milyon sene önce yarıktaki vadiler su dolmaya başlamış.
Sonra bundan 1 milyon sene önce bu olağanüstü platonun merkezi biraz alçalmış,su ile dolmuş ve  Viktorya gölü oluşmuş.
Son buz devrinin son aşamasında eriyerek geri çekilmenin buzulların serbest bıraktığı su nedeniyle yeryüzü tarihinin çok nemli bir dönemi başlamış.Göller binlerce sene su ile dolmuş ve yaklaşık 13 bin sene önce Viktorya gölünden boşalan su kuzeye yönelerek Nil nehrini oluşturmuştur.
Nil nehri batıda Albert gölüne ulaşarak güç kazandı ve kuzeye doğru akmıştır.Sudan düzlüklerine girmeden önce kendine yüzlerce millik bir alan oluşturdu ve kuzeydeki çöllere vardığında güçlü ve devamı kesilmeyen bir nehir olmuştu.Sonunda da mavi Nil nehri ile birleşerek Mısır çölüne su ve topraktan oluşan değerli bir nimet oldu ve Mısırda yeni bir uygarlık kuruldu 7 bin sene sonra.

Şimdi Afrika deyince ilk akla gelen Nil nehri oluyor hafızalarımızda.6.650 km uzunluğunda bulunan Nil Nehri Afrika'nın doğusunda yer almaktadır ve güneyden kuzeye doğru akmaktadır ve dünyanın da en uzun nehridir.
Yaklaşık 1740 mil iki havzaya sahiptir ve buna göre yaklaşık 4.350 mil iki havzaya sahip olması Amazon dan sonra 3. büyük havzaya sahip nehirdir.Bu bakımdan geçtiği ülkelere hayat verir ve turizm,tarımsal alan,arkeoloji açısından da ilgi çekicidir.
Afrika'nın % 10 u kaplayan bu göl  güneyden kuzeye üç ana kol ile akar.Bunlar Beyaz Nil Nehri,Mavi Nil Nehri ve Atbera Nehridir.


Mısır halkına bu mucizevi nehir sayesinde elektrik üretimi için baraj yapılmış ve tarımsal alan olan yaklaşık 1500 km uzunluğunda ve 10 km genişliğinde bir tarım alnına su vermesi gibi önemli görevleri vardır.

16 Ağustos 2014 Cumartesi

Solucan Gübresi

Solucan,özellikle yağmurlu havalarda görülen kurak havalarda ise toprağın altına inen sürüngen bir hayvan türüdür.Çürümüş maddelerle beslenen bu hayvan yaklaşık olarak 3 ile 6 sene kadar yaşamlarını sürdürürler.
Zamanlarının çoğunu toprak altında geçiren bu hayvan genellikle 10 cm boyunda olurlar lakin bunların 15 metreye kadar gelişmişleri de vardır.Yaklaşık olarak Dünya'da 1800 ile 2000 arası solucan türü mevcuttur.
Solucan Gübresi
Solucanlar yedikleri çürümüş toprak bitkilerinden veya hayvan pisliklerinden kendilerine has gübre üretirler.Ülkemizde fazla tanınmamış bu gübre çeşidi diğer kimyasal gübrelere oranla taneli bitkilerde buğday,ayçiçeği,mısır gibi %30 veya %50 verim artışı diğer bitkilerde ise patates,soğan,turp,havuç gibi bitkilerde ise %40 ile %70 arasında verim artışı görülmüştür.Aslında çiftçimizin çok kolay yetiştireceği bu solucan tarlada kalan atıklarla ve ahırından çıkan pisliklerle yetişir ve gübre maliyetini sıfıra indirebilir.
Solucanlar ilk önce hazırlanan havuzlara yataklama yapılarak atılır,daha sonra üstüne organik çürümüş atıkları atılır bu da yaklaşık bir yıl içinde solucan gübresine dönüşür.
Kırmızı california solucanı olarak bilinen lumbricus rubellus Amerika Birleşik Devlet'lerinin california eyaletinde laboratuvar ortamında üretilmiştir.
Bir california kırmızı solucanı bir günde yaklaşık olarak kendi ağırlığı kadar gübre yapar.Diyelim ki havuzumuzda 100.000 solucanımız var bu 100.000 solucan bir senede yaklaşık 25 ton gübre üretir.
Ülkemizde başta da dediğimiz gibi bu gübre yaygınlaşmamıştır lakin bu gübreyi üretirsek erozyondan ve verimsizlikten kurtulabiliriz.
Bulgaristan topraklarının %70 i beyaz bayrak bölge yani bir başka değişle organik bölgedir.Ülkemizde beyaz bayrak olarak gösterebileceğimiz bölge nerdeyse kalmadı,her taraf kirlenmiş bir şekilde.
Solucan gübresini yeterli miktarda üretip kullanırsak bizde aynı ölçüye ulaşırız.
Bulgaristan'da üretimin fazla olması sebebiyle bir ton gübrenin fiyatı bulgar parası ile yaklaşık 240 leva yani bizim paramızla 240 TL olarak da söyleyebiliriz.Lakin ülkemizde solucan gübresinin tonu 2000 liraya kadar yükselmiştir buda fazla üretenin olması demektir.



14 Ağustos 2014 Perşembe

İğde Ağacı Ve Faydaları


İğde ağacı, genellikle ülkemizin güneyinde ve iç anadolu bölgesinde yetişen,kuraklığa dayanıklı,bağ ve bahçelerde çit bitkisi olarak ta kullanılan,iğde dediğimiz meyveyi veren bir ağaçtır.İğdeler genellikle sarı ve kahverengi renkte olup,çiçekleri kokulu ve kendisi unumsudur.Bir çok faydasının olduğu bu doğa meyvesinin çiçeğini de kaynatıp içebiliyoruz.Kökünde azot depolama özelliği sayesinde çok verimsiz topraklarda bile yetişme özelliği vardır ve kuraklığa dayanıklı olaması sebebiyle erozyona karşıda kullanılır.



İğdenin Faydaları

  • Çiçekleri derideki leke ve sivilceler de kullanılır.
  • Bağırsak iltihaplarında ve sindirim bozukluğunda kullanılır.
  • Egzama hastalarında kullanılır.
  • Vücut direncini arttırma özelliği vardır.
  • Soğuk algınlığına ve grip hastalarına iyi gelir.
  • Öksürüğü keser.
  • Kusmayı önler ve ishali önleyicidir.
  • Börek hastalarına iyi gelir.
Fazla tüketilmemelidir aksi taktirde unumsu özelliği nedeniyle kabızlığa neden olabilir.



13 Ağustos 2014 Çarşamba

Karga



Yeryüzünün insanoğlu tarafından değiştirilmesine kimi hayvan türleri ayak uyduramaz ve türleri yok olma tehlikesine bile girebilir.Kimi hayvan türleri ise bu değişikleri hiç önemsemez,hemen uyum sağlar ve yaşamaya çalışır.Bunlardan ön sıralarda hamam böceği,kargalar ve fareler gelir.Bu hayvan türleri genellikle sevilmeyen türlerdir.Ama benim ilgimi çekti ve karga kuşunu araştırdım.
 Karga,tüyleri siyah renkli olan,irili ve yapılı,gagası düz,rahatsız edici bir sesi olan,kargagiller den bir kuş türüdür.Karga yaklaşık olarak 15 ile 20 sene arasında yaşarlar.En uzun olarak yaşayan karga 30 yaşına kadar Amerika'da görülmüştür.Boyları 20 cm cıvarı ve eni 13 cm cıvarı gelmektedir.
Karga kuş türleri arasındaki en akıllı hayvan diyebiliriz.Bu kuş türünün zekasını kullanabildiğini biliyor muydunuz.Bir çoğumuz kargayı,tilki ile karganın hikayesinden tanırız.Hani tilki karganın ağzındaki peyniri almak için oyun yapar ve kargayı aptal yerine koyar.Tilkiyi kurnazlığıyla tanırız ama karga akıllı bir hayvandır.Bu başta da dediğim gibi bir hikayedir.
Doğal yaşamlarında karganın alet kullanabildiğini biliyor muydunuz.Araştırmacılar bir deney yaparak görmüşler.Kargalar doğada karşılaştıkları sorunlar için bir çözüm üretmişler ve de bütün bildiklerini yavrularına öğretmişlerdir.Örneğin bir karga ulaşamadığı bir delikten yiyeceği çıkarmak için uygun bir çubuk yardımıyla rahatlıkla çıkartabilir.
  
Deneyimizde,boş odaya bir kabın içine bir boru koyularak,dibine karganın gagası ile ulaşamıyacağı bir solucan konur.Borunun yanına da bir tel parçası konur ve karga boş odaya bırakılır izlenir.Karga belli bir bekleyişten sonra borunun içindeki solucanı fark eder,ulaşmaya çalışır ve ulaşamaz.Sonra borunun yanındaki tel parçasını görür,teli ağzına alır,borunun içine sokar ve solucanı çıkarmaya çalışır ama yine başaramaz.
Burada karganın günlük yaşamlarındaki sorunlara karşı her zaman bir alternatif çözümü vardır.Tel parçasının ucunu bükerek solucanı kolaylıkla çıkartır.Karganın tel yardımıyla solucanı çıkarması beklenirken karga zekasıyla bir kez daha şaşırtarak telin ucunu bükerek çıkartması ne kadar akıllı olduğunu kanıtlamıştır.
Karganın zekasını kullandığı bir başka konu ise dalından düşen cevizleri yemek için yukarıya süzülerek sert bir zemine bırakarak kırılmasını sağlaması ve içini yemesidir.
Hatta Tokyo şehrinde bir gözlemci kargaların cevizi o kalabalık Tokyo trafiğini bırakarak araçların ezmesini sağlıyormuş.Sonra bunu yemek için araçların kırmızı ışıkta durmasını bekleyip ve ezilen cevizinin içini yemeye gidiyormuş hatta kırmızı ışık tan yeşil ışığa geçene kadar zamanda da işini bitirip yeni yiyecekler bulmaya gidiyormuş.
Yani yukarıdaki örneklerle de anlattığım gibi tilkinin aptal yerine koyduğu bir kuş değildir karga aksine zekasını iyi kullanabilen,yaşam zorluklarına çözüm üretebilen akıllı bir hayvandır.